Üniversite teknik anlamda bir tanımlama ile; gerçekleri arayan, bilim üreten, bilim yayan, en üst düzeyde araştırma ve eğitimin yapıldığı, içerisinde fakülte, yüksekokul, enstitüleri ve araştırma merkezlerini barındıran, ödüllendirme, derecelendirme ve diploma vermek yetkisine sahip olan kurumlar olarak tanımlanabilir.
Tarihi araştırmalara göre 12. Yüzyıldan bu yana üniversiteler faaliyetlerini artırarak günümüze kadar gelmiş bilim kurumlarıdır.
Üniversiteler gerek işlevsel gerekse fiziksel olarak çağa uygun gelişim seyri içerisinde olmak zorundadır. Çünkü üniversiteler topluma yön verip aynı zamanda toplumda itici güç rolünü üstlenmiş kurumlardır. Üniversitelerin yapıları çağın gereksinimlerini karşılayabilmek zorunda olduğu gibi bilgi ve teknolojide yaşanılan değişimler üniversiteleri değişmeye zorlamaktadır.
Üniversitelerin tarihi seyirdeki etkin rolü ve bununla doğru orantılı olarak ülkemizin tarihi gelişiminde üniversitesi olan şehirlerin şanslı addedilmesi bir dönem kaçınılmaz bir gerçeklik olarak karşımıza çıkmıştır. Ancak, tabi bugün gelinen noktada hızlı bir seyir halinde üniversite sayıları, fakülte sayıları ciddi şekilde artmış durumdadır.
Devlet üniversitelerimiz yanında bir de vakıf üniversitelerinde ciddi sayısal artışlar yaşandığı gerçekliği göz önündedir.
Tabi üniversitelerin üstlendiği yükümlülükler, aldığı büyük sorumluluklar tanımından dahi ortaya çıkmaktadır.
Üniversitemizden şehir olarak her alanda beklentimiz çok yüksektir. Ancak bu yazımızda üzerinde önemle duracağımız konu kendisinden beklenilenin ve olması gerekenin aksine üniversitemizin şehrimizin dinamikleri ile kurması gerekli olan bağlantılarının sağlanmamış olmasıdır.
Üniversite kampus fiziki alanı ile sınırlı eğitim ve öğretim yapan bir kurum olmayıp, eğitimin en üst basamağı olan üniversitemizi başarılı kılacak en önemli etkenlerden bir tanesinin şehrin dinamikleri ile sürekli irtibat halinde olması gerekliliği olarak belirtebiliriz.
Toplumda üniversite ismi zikredildiğinde akıllara ilk etapta ;
- Fiziki şartları itibarı ile kampüs,
- Öğrenci sayısı ( artış ya da azalma ),
- Kampüs içerisinde fiziken konuşlandırılmış alanlar ( eğlence mekanları, cafeler, restaurantlar, yurt işletmeleri, kantin işletmeleri vb gibi kısacası gelir kaynakları? )
- Üniversite hastanesindeki sağlık tedavi süreçleri, geliyorsa birçok hususu yeniden gözden geçirmek gerekliliği bir zaruret olarak karşımıza çıkmaktadır.
Biz üniversitelerimizi gelir kaynakları temini, ekonomik getiri olarak değil kuruluş amacındaki vasıfları yani şehrin dinamiklerine tümü ile yön veren, toplumu doğru ve bilimsel şekilde yönlendirebilen, toplumdaki sürükleyici güç olarak hatırlamayı elzem görmeliyiz.
Üniversitemiz şehre inmeli ve her bir fakülte şehirdeki uygulama alanları ile bire bir bağlantılı çalışmalıdır. Fakültedeki teori şehirdeki uygulama alanlarına açılmalı, taşınmalı ve tüm öğrencilerimiz hem toplumsal iletişim becerilerini hem de mesleki faaliyetlerdeki uygulama tecrübelerini geliştirmelidir.
Örneğin mühendislik fakültelerimizin tüm alanlarını kapsayan irili ufaklı fabrikalar, işletmeler ilimizde de mevcuttur. Bu doğrultuda öğrencilerimiz için uygulamalı eğitimin yolu açılmalı, işletme ve fabrikalarımız için faaliyet alanı olan iş kollarında geleceğimizin teminatı olan öğrencilerimizden teorik alan bilgilerinden yararlanılarak iş kollarının teknolojik gelişimi daha da hızlı bir seyre taşınmalıdır.
Üniversitemiz şehrin her alanına inen çalışmalar yaparak ilk adımı atmalı, akabinde zaten şehrimizden gerekli ve olumlu refleksler verilecektir. Buna ilişkin inancımız tamdır.
Tüm sivil toplum kuruluşları, kamu kurum ve kuruluşları ile kamu kurum ve kuruluşu vasfındaki mesleki kuruluşlar ile irtibatlar dinamik tutulmalıdır. Bir meslek mensubu olarak baromuz ile üniversitemiz arasında bireysel birkaç çalışma dışında hiçbir şekilde ortak protokol imzalanmış bir projeye rastlamamış bulunmaktayım. Bu durum bizleri oldukça üzmektedir. Şehrimiz üniversitemizden güç alamadığı zaman her şekilde gelişim seyrini yavaş ilerletecek, üniversitemizin şehrimizin tüm dinamikleri ile yapacağı ortak çalışmalar hem üniversitemizi hem de şehrimizi ve insanımızı faaliyet alanlarında etkin ve dinamik kılacaktır.
Üniversite kampüs alanında teorik eğitim veren, öğrenci sayısı kadar barınma ve muhtelif ihtiyaçları karşılayacak yatırımları düşünen, salt kampüs sahası içerisinde mimari birkaç projeye yoğunlaşan muhtevadaki kabuğunu kıramadığı müddetçe kendisine fayda sağlayamadığı gibi, üzülerek ifade edeyim ki şehrimize de katkı sağlayamayacaktır.
Beklentimiz ve talebimiz hep birlikte bu güzel şehri en müreffeh yarınlara taşımaktır. Bizlerin gayreti bu doğrultudadır. Bu şekli ile de üniversitemizden beklentimiz oldukça yüksektir. İnancımız ve beklentimiz üniversitemizi şehrin dinamikleri ile buluşturarak, birlikte yürüyüp, birlikte büyüyerek şehrimiz daha üretken, daha bilim merkezli, daha etkin bir yapıya kavuşturmaktır?