Sivas’ın doğal kaynaklarından ve turizm potansiyelinden bahsederken yıllarca kaplıcalarına vurgu yaptık hep. Bunda haklıydık da Sivas’ta bulunan jeotermal kaynaklar pek de eşine rastlanır türden değildi. Yeraltından 48 derece ısı ile çıkan Sıcak Çermik suyu hem enerji üretmeye hem tarım yapmaya daha da önemlisi sağlığa faydalıydı. Soğuk Çermik yine öyle, Kangal Balıklı Kaplıcayı saymaya gerek yok. Onun zaten dünyada ikinci örneği yoktu.
Sivas bu nimetin kıymetini bilmedi. Zamanında ekonomiye dönüştürecek vizyonu ortaya koyup harekete geçemedi. Daha ortada Afyon yokken, Kozaklı’yı insanlar bilmezken hatta Yalova’nın kimse farkında değilken Sıcak Çermik gerçekti ve insanlar oraya şifa için gidiyordu. Yıllarca ilkel şartlarda gidildi. Çadır kültürü diye çaresizliğin, imkânsızlığın dayattığı uyduruk bir kültür gelişti. Kimse bilimsel gerçekliğini belgeleyip yatırım yapmayı düşünmedi. Eğer 50 yıl önce bu yapılmış olsa idi dünya çapında bir SPA merkezi olurdu. Bunların farkına varan insanlar iş başına geldiğinde ise atı alan Üsküdar’ı geçmişti.
Rahmetli Belediye Başkanı Osman Seçilmiş bilimsel yönünü ortaya koyan bir takım çalışmalar, sempozyumlar yaptırdı. O çalışmaların bir sonucu olarak Cumhuriyet Üniversitesi’nin Fizik Tedavi Merkezi hayat buldu. Sonra Sami Aydın döneminde bu çalışmalar hız kazandı. Sıcak Çermiğin ekonomiye kazandırılmasının özel sektör eliyle olacağı anlaşıldı. Ancak o döneme gelindiğinde ise devre mülk yatırımlarının suyu çıkmış, insanların güveni suiistimal edilir olmuştu. Yatırımcı bulmakta zorlanıldı. Kaplıca konusunda şehrin önünü açmak için Aydın ve dönemin Ticaret Sanayi Odası Başkanı Osman Yıldırım kendi sermayeleri ile Sivas’ın ilk modern kaplıca otelini ve devre mülkünü inşa etti. Şimdi hedef Sıcak Çermiği Yıldız dağı ile entegre etmek.
Kangal Balıklı Kaplıca ise hem gurur hem de sızı veriyor insana. Keşfinden sonra o günün şartlarına göre Özel İdare mevcut işletmeciye kiraladı. Lakin o gün bugün halen hak ettiği yerde değil. Yeterince yatırım yapılamadı. Kangal Belediyesi ile olan hukuki mesele sonuca ulaşamadı. Orası dünyanın en büyük, en güzel doğal tedavi merkezi olarak hem şehir hem ülke ekonomisine katkı sağlayabilirdi o da olmadı.
On yıl önce Kangal Balıklı Kaplıca suyunun aynısı olan bir su Kalkım Köyü’nde keşfedildi. O gün bu gündür gündemde. Kamulaştırmalar yapıldı, imar projeleri tamamlandı. Geriye yatırım kaldı. Sivas’ta birçok kalıcı projeye imza atan Vali Salih Ayhan’ın da üzerine titrediği bir konu Kalkım. Ancak geç kalmamak şart. Orası daha önceki uygulamalardan da ders alınarak hem kamu hem özel sektör eliyle hayata geçirilmeli. Ancak o zaman ekonomik dönüş sağlanabilir. Vali Ayhan kararlı gözüküyor, Sivas’tan gitmeden Kalkım’ı kalkındırmak için uğraş verdiğini biliyoruz. Şehrin geriye kalanının da destek vermesi beklentimiz. Ümit edelim elimize yüzümüze bulaştırmadan yepyeni, sıfır kilometre, gidenin içini açan bir kaplıcamız olur.