USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

SİVAS MEYDANINDA HALAY

08-08-2022

5 Ağustos Cuma akşamı, Sivas Hükumet Meydanı…

Havuzun etrafında bir düzen dâhilinde yerlerini almış 10’ar kişilik yüzü aşkın halay ekibi… Sivaslılar, kadınıyla erkeğiyle, genciyle yaşlısıyla bu topraklarda asırlardır en mutlu günlerinde omuz omuza verip birlik içinde çektikleri halay için dizilmişler. Popüler müziğin her şeyimizi kuşattığı günümüzde, trafiğe kapatılmış tarihi Sivas meydanında davul zurna eşliğinde halay çekiyorlar. Şenler, şakraklar, mutlular… Ve meydanın dört bir tarafını kaldırımlardan sokaklara kadar dolduran izleyicilerde aynı mutluluğu görmek mümkün… Ekiplerin düzen içerisinde çektikleri halaydan sonra meydanının etrafındaki izleyicilerinde katıldığı halaylar çekiliyor hep birlikte davul zurna eşliğinde… Meydanın her köşesine yansıyan coşku, birliğin, beraberliğin ve kol kola olmanın heyecanının yaşadığı özlenen bir şehir tablosu… 

Ne yazık ki çağımızda insanlar gün geçtikçe yalnızlaşıyor, kitleler ise kamplaştırılıyor. İşte böylesi bir dönemde geleneksel birlikteliğin, hoşgörünün ve beraberliğin sürdürülmesine çok ihtiyaç var. Bu nedenledir ki insanımızı bu tür organizelerde birlik içinde, omuz omuza görünce etkilenmemek mümkün değil. Halayların drone ile havadan alınmış görüntüleri bu özlenen muhteşem tablonun anlamını gözler önüne seriyor.

Meydan ve insan… Her ikisi de dünün değerleriyle bir arada bugün… Sivas Hükümet Meydanı, üç ayrı medeniyetin anıt eserleriyle bezenmiş tarihî bir meydan ve ortasındaki fıskiyeli havuzuyla bu şehrin odak ve ortak noktası…  Al bayrağın dalgalandığı bu geniş meydanda Sivas’ın tüm renkleri “bu toprağın bir mensubu olmanın şuuruyla, karşısındakini kendisinden aziz bilen” binlerce yıllık gardaşlık duygusuyla bir aradalar. El ele ve omuz omuza vererek geleneksel kültürümüzün, sevinç günlerimizin coşkusuyla birlikte ritim tutuyorlar, hey hey çekiyorlar…

Üç yıldır, bu meydanda Beş Ağustos’ta (5.8) bu tablo yaşanıyor. Belki tarihsel bir dayanağı yok, belki rakamların Sivas’la benzeşen yönüne dayanılarak Sivas ve Sivaslılar için bir gün olsun diye düşünülmüş olabilir. Sebebi ve gerekçesi ne olursa olsun adının “gardaş” olması ve Sivas’tan Anadolu’ya, Anadolu’dan tüm dünyaya yayılan milyonlarca Sivaslının “gardaş” kelimesi ile birbiriyle bağ kurması, ana ocağını, baba yurdunu yâd etmesine bir vesile. 

“Gardaş” sıradan bir kelime değil aslında… Unutulmaması, unutturulmaması ve daha önemlisi de ifade ettiği ruh felsefesinin yaşatılması gereken Sivas’a ve Sivaslıya has bir kelime. Ve “Gardaşlık Bildirgesi”’de bu duyguları özetliyor. “Gardaş”ı, “Gardaşlığı”, “Sivaslı”yı ve “Sivas’ı” anlatıyor... O nedenle “Gardaşlık Bildirgesi”ni bir kez daha bakmakta yarar var:

“Sivaslı olmak, gardaş olmaktır.

Gardaşlık, bu topraklardaki bin yıllık hayat tarzının tecrübe imbiğinden damıtılarak oluştuğu Anadolu irfanının, tek kelime ile ifadesidir.

Gardaş olmak; kadınıyla erkeğiyle, büyüğüyle küçüğüyle, erdemli bir duruşla, saygı, sevgi ve hoşgörüyle, kanı ve canı pahasına vatan kabul ettiği bu toprağın bir mensubu olmanın şuuruyla, karşısındakini kendisinden aziz bilmektir.

Gardaşlık ailede başlar, akrabada şekillenir, mahallede olgunlaşır ve şehirle koca bir çınara dönüşür. Çocuklukta sevgi ve saygıyı, bir terbiye edebiyle kuşanır. Akrabada koruma ve hamiyeti; mahallede aidiyeti ve mensubiyeti; memlekette ise vatanı, milleti, bayrağı, ezanı ve bizi biz yapan değerleri sevmeyi özümser.

Gardaşlık; fedakârlığı, dayanışmayı, diğerkâmlığı, başkalarına faydalı olmayı hayatın doğallığı içinde yaşamaktır.

Gardaşlar birbirlerini korur ve kollarlar; destek olur, sahip çıkarlar; birbirleri için her şeyi beklentisiz olarak göze alırlar. Acıları acı, sevinçleri sevinçtir; birbirlerinin dertleriyle dertlenir, sohbetleriyle şenlenir, destekleriyle yollarına devam ederler. Gardaş olmak; gönülde olmaktır, yanında ve yakınında olmaktır.

Gardaş; sabırlıdır, ağırbaşlıdır, vakarlıdır ve mütevekkildir. Gardaş; candır, canandır, vatandır. Veysel ile uzun ince bir yoldadır, İhramcızade ile muhabbet gözüyle bakar, Şems-i Sivasî’nin dualarında yerini alır. Ve vatan savunmasında, Millî Mücadele’de en öndedir, en emindir, tek yumruktur.

Gardaş olmak Sivaslı olmaktır.”

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?