- Tabi Türkiye´de İstanbul ( PEYGAMBERİMİZ HZ. MUHAMMED S.A.V in ÖVGÜSÜNE MAZHAR OLMUŞ, ÇAĞ AÇIP ÇAĞ KAPAMIŞ CENNET MEKAN SULTAN FATİH SULTAN MEHMET´in EMANETİ ) her dönemde önemli olmuş, rotanın belirlenmesi açısından da önemli olacaktır.
- 1994 Mahalli İdareler Seçimlerinin parlayan yıldızı Recep Tayyip ERDOĞAN bugün birçok zorluğa rağmen Türkiye Cumhuriyeti´nin Cumhurbaşkanı´dır.
- Hiçbir zaman parlamentodan seçilmemiş, tamamen Cumhurun ( halkın ) oyları ile hep bu makama layık görülmüştür.
İSTANBUL SEÇİMLERİ / 23 HAZİRAN 2019 TARİHİNDEN SONRA YENİDEN TÜRK SİYASİ HAYATININ ŞEKİLLENMESİ ÜZERİNE YORUMUMUZ;
Gelinen noktada İstanbul´dan başlayan başarı öyküsünün önemi daha da iyi anlaşılmış,
Muhalefet cephesi de aynı başarı yolunun ancak İstanbul ile alınacağını net şekilde görmüştür.
Esasen Sayın Cumhurbaşkanımızın 1994 sürecinden bugüne edinimleri / kazanımları doğru stratejinin bu olduğunu başarının İstanbul sürecinden başlayarak devam edebileceği gerçekliğini bir kez daha gözler önüne sermiştir.
Tabi muhalefet cephesi 31 Mart 2019 sürecine gider iken bu konunun abartılmaması aslının yerel seçim olduğu üzerinde yoğunlaşmak gerektiği mesajını vermiştir. Ancak, herkes tarafından bilinmelidir ki, İstanbul´u almak yukarıda belirttiğimiz başarı hikayesine yeni bir başlangıç olacaktır.
Her ne kadar muhalefet abartılmaması gerektiği bunun bir belediye başkanlığı seçimi olduğunu belirtse de maddi gerçekliğin ve yarının tümü ile Recep Tayyip ERDOĞAN´ın siyasi hayatındaki seyir ve başarı öyküsündeki gibi bir başlangıca imza atmak olduğunu herkesten daha iyi kendi içerisinde muhafaza etmektedir. Sadece kısa vadede bu dışa vurulmayacak ancak yarına aynı beklentiler ile muhalefet cephesince adımlar atılacağı aşikardır. Bunu herkes zaten çok net bir şekilde anlamıştır.
16 Milyona yakın nüfusu ( ülkemizin nüfus yoğunluğunun 1/5 ine tekabül eden sayısal çoğunluğu ) ekonominin tüm ana damarlarının üzerinde attığı, birçok ülkenin ekonomisinden fazlaca ekonomisi bulunan bu metropol her şekilde önemsenmelidir.
Sayın Cumhurbaşkanımız ciddi manada düğmeye basmış, hassasiyet ile 23 Haziran 2019 seçimlerine odaklanmıştır.
Ancak yukarıda da ayrıntılı şekilde belirttiğim gibi;
Sayın Cumhurbaşkanımızın ekibinde yer alan sıkıntılar, aday tercihlerindeki hatalı yönlendirmeler ile 14 Ağustos 2001 / 3 Kasım 2002 süreçlerinden uzaklaşmalar mevcut sürece sürüklemiştir.
- Sandıklara tam manası ile yoğunlaşılan dönemlerin geride kalması,
- Önceki dönemlerde 3 gün yapılan Seçim Koordinasyon Merkezleri, Sandık Eğitimci ve Hukukçu eğitimlerinin 15 dakikalık çizgi filmler ile geçiştirilmesi,
- Teşkilat yapılanmalarındaki verimsizlikler ve teşkilat mensuplarının vatandaştan oldukça uzak kalması, taban ile alınan mesafe, sorunlara çözüm odaklı gidilmemesi, teşkilatların ve yerelde yöneticilerin vatandaşımızdan tebessümünü dahi esirgeyerek sadece bulunduğu konumunu korumak noktasında verdiği kararlı mücadele ve bu konumu korumak yönlü mücadeleye verdiği emeği sorunların çözümü için vermemesi hususunda baş gösteren ve artık sandıklarda oyların yön değiştirmesine açıkça yansıyan refleksler, bakalım 23 Haziran 2019 da vatandaşımızca nasıl karşılanacak, seyir nereye götürecektir. ( Sayın Cumhurbaşkanımız Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı sıfatı ile verdiği tüm talimatlarda teşkilatlanma yapılarındaki sıkıntıları bizzat ortaya koymakta, en net dille uyarılarını dile getirmekte, yol haritasının ne şekilde oluşturulacağını her platformda üzerine basa basa dile getirmektedir. )
- Bu doğrultuda teşkilatlar olsun, genel merkez teşkilat birimleri olsun herkes 23 Haziran´a tabi ki en üstün gayret ile hazırlanacak,
- Seçim Koordinasyon Merkezleri en etkin şekilde çalışacaktır.
Bir diğer husus da Abdullah GÜL öncülüğünde Ahmet DAVUTOĞLU ve Ali BABACAN ile tasarlanmaya başlanan yeni parti sürecidir.
Türk Siyasi tarihine bakınız bugüne kadar iktidardan bölünenler çok düşük yüzdelerde oy almış ve teşkilatlanmalarını hemen kapatarak partilerinin siyasi hayatlarına birçoğu daha ilk aşamadan son vermiştir.
Bu parti için de kanaatim süreç farklı olmayacaktır.
Bunun örneğini Türkiye Partisi kurulumunda Abdullatif ŞENER ile yaşadık. 12 Haziran 2011 tarihindeki Milletvekilliği Genel Seçimlerine ilimizden bağımsız aday olarak giren Abdullatif ŞENER o seçimde 17.100 oy almış, milletvekili seçilememiş, ertesi gün partisinin 55 ildeki teşkilatlanmalarını hemen fesh etmiştir.
Kayıtlar ortadadır. Herkes araştırıp bakabilir. Resmi rakamlar ile sizlere geçmişte yaşanılan süreçten örnekler verdim.
Benzer şekilde kurulması tasarlanan partinin de aynı sonuçlar ile karşı karşıya kalabileceği görüş ve kanaatindeyim.
Zira, ülkemiz, vatandaşımız bugüne kadar hep lider merkezli merkez sağ partiler tarafından yönetilmiştir. Vatandaşımızın beklentisini merkez sağ ve lider karşılamış olup, % 53 e varan oyu tek başına alan Sayın Cumhurbaşkanımızın başarısı bu durumun açık ve net bir kanıtıdır.
23 Haziran 2019 sürecinden sonra da gelişmeler sonuç endeksli olacaktır.
Recep Tayyip ERDOĞAN Türk Siyasi Hayatında birçok farklı manevrası ile hep başarıya ulaşmıştır.
Hatırlayınız Manisa´lı vekili Bursa´dan, Bursa´lı vekili Şanlıurfa´dan aday ettiğinde de ilk etapta şaşkınlıklar oluşmuş idi, yine kabine revizyonlarından genel başkan değişikliklerine yerinde attığı adımlar ile Türk Siyasi Tarihine ve hayatına bambaşka bakış açıları ve bambaşka değişiklikler getirmiş bir liderdir. Ufku oldukça geniştir.
Hep söyleriz, İstanbul´a hakimiyet kurmayı, İstanbul´u yönetmeyi başaran elbetteki Türkiye genelinde de başarılı olur.
Recep Tayyip ERDOĞAN kadar İstanbul aşığı, İstanbul sevdalısı başka bir lider belki de bulunamayacaktır.
Süreç başarı odaklı şekillenecek olup, ilerleyen zaman dilimlerinde bu konudaki görüş ve önerilerimizi sizler ile paylaşmaya devam edeceğiz.
Sağlıcakla Kalın?