USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

SOĞAN TEZGÂHI

29-06-2021

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener uzunca bir süredir illere giderek esnaf ziyareti yapıyor. İyi de yapıyor. Ülkeyi yöneten veya yönetmeye talip olan siyasetçilerin, vatandaşın ayağına gitmesi, onların sorunlarını dinleyip çözüm üretmesi önemlidir. Meral Hanım tam da bir muhalefet partisi genel başkanının yapması gerekeni yapıyor. Pandeminin de etkisi ile zor günler geçiren çiftçinin, esnafın sesine kulak kabartmak suretiyle ilgiyi partisinde toplamaya çalışıyor. Lakin gelin görün ki etrafındaki bazı şovmenler, destekçi medyanın da gazıyla manşet çıkarmak amacı için senaryo yazıp tiyatro oynatıyor. Algıyı yaygın hale getirip toplumsal refleksin sinir uçlarına dokunuyor. Pek tabii günümüzde bu durum çok çabuk deşifre olmaktan da kurtulamıyor.

 

                Özellikle iki yıldır Diyarbakır Annelerini görmezden gelerek ziyaret etmeyen Akşener, Rize İkizdere’de eylem yapan kadınları ziyaretinde karizmasının çizilme-sinden sonra etrafındakiler senaryonun dozunu artırmaya başladı. Sadece son iki örnek üzerinden baksak bile ne derece ucuz senaryolar olduğunu görmemiz mümkün. Meral Hanım Hatay'a gitti. Esnaf ziyaretleri başladı. “İşler nasıl?” Esnaf “çok şükür çark dönüyor, pandemi biterse daha iyi olacak.” Bir, iki, üç, beş derken İYİ Partililerin tadı kaçtı. Çareyi yeni bir mizansen kurgulamakta buldular.  Bir sonraki esnaf ziyaretinde baktılar ki olmuyor. CHP gençlik kollarından birisi geçti tezgâhın arkasına esnafın ne olduğuna anlam veremez bakışları arasında saydırdı iktidara, manşet çıktı. Akşener mutlu oldu etrafındaki İYİ partililer ve CHP'liler derin bir nefes aldı. Ancak kısa sürede patladı.

 

                Adana gezisi başladı, senaristlerin Adana’da da patlayan balonu unutturmaları gerekiyordu. Bu kez senaryoyu Adana’daki taşra teşkilatı yazdı. Yol güzergahına iki torba patates getirildi. Oradan geçen saf bir vatandaş bulundu. Akşener yaklaşınca şov başladı. Soğanlar yere saçıldı. Kameralar kayıt eti. Akşener amacına ulaşmanın verdiği moralle yola devam ederken, o gittikten sonra kayıt yapmaya devam eden gazeteciler vardı. Döken vatandaş soğanları topladı, sonar da onlara acı gerçeği itiraf etti. "Ben çiftçi değilim, DSİ'den emekliyim, evim de var arabam da var. Durumum da iyi. Eylem var dediler geldim. İYİ partililer beni oyuna getirdi" dedi. Daha soğanlar yerden toplanıp torbaya doldurulmadan o balon da patladı. Olsun manşet çıktı ya gerisi laf ü güzaf. Onlar da biliyor bunların gerçeğinin ortaya çıkacağını. Ancak şunu da biliyorlar, günümüzde yalanın alıcısı gerçeğinden daha çok. Yalan haberi duyan yüz kişiye anlatırken, gerçekler üç kişiye bile ulaşmıyor.

 

                Şimdi bunlara gerek var mı? Bence yok, aslında iyi bir şey yapıyorsunuz, bir siyasi hareket olarak vatandaşın ayağına gitmekle. Böyle lekelemek niye? Siz yeter ki gidin, korkmayın vatandaş sizlere derdini açar. Sorun hiç yok da değil, özellikle pandeminin etkisi ile esnafın da, çiftçinin de içinde zorda kalanlar var. Onlar konuşur. Haa belki sizin istediğiniz kelimelerle konuşmaz. Sorunlarımız büyük, devlet büyüklerimiz çare bulsun der, ama der. Aslında bu kadarı da yeterlidir. Yeter ki siz iktidar olduğunuzda o sorunlara nasıl çözüm bulacaksınız onu anlatın. Hep eleştiri ile olmaz, olursa işin içine böyle senaryo girer o da yatsıya kadar bile aydınlatmaz.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?