USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Sosyal Medyanın ve Televizyonun Etkisi

20-12-2024

Sosyal medya ve televizyon kanallarının öncelikle ve özellikle çocukların daha sonra geçlerin ve toplumun diğer bireylerinin yaşantısında ve kişiliklerinin gelişiminde derin izler bırakan önemli bir etkiye sahip olduğu asla inkâr edilemez.

 

 

Günlük yaşantının vazgeçilmez bir parçası hâline gelen medya, mevcut ihtiyaçlar çerçevesinde kullanıldığında birçok kolaylaştırıcı işleve sahiptir. Gerek birey gerekse aile medyanın gündelik hayatta gördüğü temel işlevleri esas alarak kendisi için en uygun tercihi yapmalıdır.

 

 

Sosyal medya, güncel haberlere, bilgilere ve kaynaklara kolay erişim sağlarken, modern çağın en önemli icatlarından biri olan kitle eğitim aracı televizyonun amacı ise insanların sosyal, psikolojik, kültürel ve ekonomik davranışlarını etkileyerek onları eğlendirmek, çeşitli hususlarda bilgilendirmek, yönlendirmek, ürün ve hizmetleri tanıtmak ve eğitmek, dünyanın her yerinde olan bitenden haberdar olunmasını sağlamaktır.

 

 

Sosyal medya ve televizyonun olumlu ve olumsuz etkileri kullanıcının davranışlarına bağlı olarak değişmektedir. Ancak bilinçli kullanılmadığı takdirde sosyal medya, televizyon ve internet insanlar için büyük bir sorundur, düşmandır.

 

 

Bireyler, aileler ve toplumlar için değişim her zaman sürekli ve kaçınılmaz bir gerçektir.  İnsanlar sadece sosyal medyaya ve televizyon dizilerine ya da filmlere bakarak hayatlarını şekillendirmezler elbette. Ancak bunlar değişim sürecini tetiklemekte ve insanları olumlu veya olumsuz yönde etkilemektedir.

 

 

Araştırmaların ortaya koyduğu toplumsal gerçeklikten hareketle maalesef bir kısım sosyal medya ve bazı televizyon kanalları her türden şiddeti, tacizi, çocuk istismarını, aldatmayı, cinsiyet ayrımcılığını, cinayetleri, çarpık ilişkileri, ahlak dışı kötü davranışları ve tabancaları, bombaları, tüfekleri, el bombalarını, bıçakları, pompalı tüfekleri ve uzun namlulu silahları meşrulaştırmakta ya da normalleştirmekte, her yıl daha da artırmakta; olumsuz olan bu türden yayınlar toplumsal kültürün de dejenere olmasına, yozlaşmasına sebep olmaktadır.

 

 

Sosyal medya platformları ve internet haber siteleri, televizyon kanalları şiddet içeriklerini genellikle etkileyici başlıklar, çarpıcı görseller ve sürekli güncelledikleri son dakika haberleriyle vererek ilginç hale getirmeye çalışmaktadırlar. Bu tür içerikler, izleyicide güçlü bir etki yaratırken, şiddet olaylarını ise maalesef sıradanlaştırmaktadır.

 

 

Sosyal medyayı aşırı derecede kullanma sonucunda eş ve çocuk ilişkileri, aile hayatı etkilendiği gibi endişe, stres, psikolojik ve bedensel rahatsızlıklar ortaya çıkmakta, bol bol beğeni alma hevesi, takdir edilme kaygısı, uyku sorunları, farklı alanlarda özenti oluşturmakta ve bağımlılık yaratmaktadır.

 

 

Şiddet ve olumsuz içerikli yayınlar bilhassa çocuklar üzerinde olumsuz etki yaratırken; gösterilen lüks hayatlar ve reklamlar israfa ve lüks tüketime hatta düşük gelir grubundaki ailelerde geçimsizliklere, film veya dizilerdeki kişilerin gayri meşru hayatları toplumsal ahlakın bozulmasına; Türkçenin özensiz ve yanlış kullanımı dilin olumsuz etkilenmesine neden olmaktadır.

 

 

Oysa tüm medya araçları, insanları olumsuzluk ve şiddetle beslemek yerine eğitmek için kullanılmalı; aile yapısını pekiştirecek, aile bağlarını geliştirecek, sıcak aile ve güven ortamını yansıtacak, mahalle kültürünü yaşatacak, kültürel değerlerin yozlaşmasını engelleyecek, dilin, dinin, ahlaki değerlerin, örf ve adetlerin zarar görmemesini önleyecek Türk aile yapısına uygun film ve dizilerden oluşmalıdır.

 

 

İzleyiciler olarak toplumdaki herkes özellikle aileler insanlar üzerinde psikolojik sorunlara yol açan ülkede yaşanan tüm olumsuz olayların artmasında bir kısım sosyal medyanın ve bazı televizyon kanalarının rolünün oldukça büyük olduğu gerçeğini göz ardı etmeden üzerlerine düşen sorumluluğun bilinciyle hareket etmeli, üzerinde önemle durmalı ve derin derin düşünülmesi gereken en önemli husus olduğunu idrak etmelidirler.

 

Tüm medya kuruluşlarının topluma karşı büyük sorumlulukları vardır. Kamuoyunu ilgilendiren meselelerde bilgilendirme göreviyle hareket eden medya kuruluşları aynı zamanda toplumsal değerleri koruma ve insan haklarına saygı gösterme sorumluluğunu taşıdıklarını da asla unutmamalıdır.

 

Medya araçlarının olumsuzluklarından, yarattıkları bilgi kirliliğinden kurtulmalı, ihtiyaçları karşılayabilecek doğru seçimlerde bulunmalı, toplumu kutuplaştıran, şiddet ya da nefret söylemlerini teşvik eden özellikle çocuklar ve gençler üzerinde olumsuz etki bırakabilen şiddet görüntülerinden kaçınılmalı, birey ve toplum olarak da yaşanan olumsuzluklara duyarsız kalmamalı, Türk aile yapısına, toplumsal değerlere, örf ve adetlere, dini değerlere uygun, millî ve manevî aynı zamanda kültürel değerleri anlatan yapımlara yer verilmeli ve bu tür yapımlar izlenmelidir.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?