Değerli Okuyucular, Kıymetli Hemşerilerim;
Bu yazımızda sizlerle Şubatta yaşanan siyasi atmosferi, yerel parlamentoların aday süreçlerine ilişkin değerlendirmelerimizi ve bu sürecin toplumsal yansımalarını paylaşacağım. Herkes tarafından bilindiği üzere 1 Ocak 2019 tarihi itibarı ile 31 Mart 2019 Seçimlerine ilişkin resmi süreç Yüksek Seçim Kurulu tarafından başlatılmış bulunmaktadır. Bunun akabinde her ne kadar tüm siyasi partilerin genel merkezleri aşırı yoğunluk ve hareketliliğini Ocak ayında yaşamış olsa da, yerelde bu süreçler Şubat ayı itibarı ile hız kazanmıştır. Bu sebepler ile özellikle yereldeki Şubat sürecini bir tasnif altına alacağımız bu yazı metnimizde sizler ile tüm siyasi partiler ciheti ile genel yorumlarımızı paylaşacağız.
Mesleğim itibarı ile toplumun birçok dinamiği ile bir arada olmakta ve sosyolojik süreçleri ciddi manada okumaktayım. Toplumumuzun tespitleri, beklenti ve talepleri belki bugüne kadar hiç olmadığı kadar bu seçimlerde oldukça önem arz etmektedir. Esasen yerel seçimlere ilişkin süreçler genel politikalardan vareste tutulmalı, yerelde bu görevleri en iyi şekilde kimler ifa edecek ise buna göre tercih yapılması elzem ana fikri hakim olsa da ilk kez bu seçimlerde genel politikaların da en üst düzeyde sandıklara gider iken değerlendirmeye tabi tutulacağını toplumumuzdan gözlemlemekteyim.
Vatandaşımızda tercihe şayan üstün nitelikte tutulacak ve oylarını kullanır iken değerlendirmelerde esas olacak tercih esaslarından bir tanesi genel politikalar ile yaşanılan seyirdir. Bu durumu gelinen noktada dikkate almak her bir siyasi partinin temel kriterlerinden bir tanesi olmalıdır. Yine, tercihe şayan tutulacak hususlardan bir tanesi başkan adayının bizzat kendisi olmaktadır. Partisinden ziyade adayın bu beklentileri karşılayıp karşılamayacağı noktasında toplanmaktadır. Bunun ile birlikte her bir siyasi parti adayının birlikte hareket edeceği, A takımı olarak adlandırılan kontenjan ve Belediye Meclisi ilk sıraları ile, Belediye Meclis Üyeleri ve İl Genel Meclisi üyeleri de ciddi manada vatandaşımızın kanaatinde açıkça yer alacaktır.
Vatandaşlarımızın tüm bu kriterler üzerinden yürüdüğü süreçte Şubat ayı puslu bir havada geçmiştir denilebilir. Buna etken olarak artık alışılagelmiş siyasi davranışların vatandaşımızı yorduğunu görmekteyiz. Vatandaşımız liyakat, sadakat ve ille de ehliyet kıstasları ile proje ve işlem yapılabilirliği, yönetilebilirliği esas alacak ve buna göre çok farklı kriterlerde kanaatimce beklenmedik şekilde oylarda sürprizler yapabilecektir. Çünkü, siyasette seçim süreçlerinde mini toplantılardan, gezilerden, aday, adaylar, teşkilatlar ciheti ile vatandaşımız yorulmuştur. Ziyaret nezaket geleneğidir, tamam baş tacıdır ancak, ortada oldukça önemli bir göreve Şehrül- Emin (Şehrin emin kişisi, emin insan, yani bu günkü manasıyla seçilmiş belediye başkanı, şehrin imarından, turizminden, çöpünden, suyundan, çevresinden ve o yerleşim yerinde yaşayanların refahından sorumlu kişi.) konumuna talip olunması söz konusudur. Projeye temas etmeyen hiçbir adaylık vatandaşımızca kabul görmemektedir. Bu böyle olmaya da devam edecektir. Yerelde bu şehirde yaşayan vatandaşımızın yaşadığı bölge itibarı ile talepleri, o bölgede yapılacak dev projeler ile taçlandırılmadıkça, vatandaşımız hizmetin yapılabileceğine kanaat etmedikçe yapılan mini toplantı ve toplantıların, araçların şarkılar ile
mikrofonlardan etrafa gürültü saçmasının, zahmet ve yorgunluktan başkaca bir yönü olmayacaktır. Vatandaşımız da artık bu durumlarda yaşadığı sıkıntıları dile getirmiştir.
Seçim masrafları hususu kaldırılmadıkça, meclis listeleri ekonomik kriterler öne alınan kişilerden tercih edilip aday gösterilmeye, ( seçim masrafları karşılanıp seçim süreçleri atlatılmaya ) devam edecek ve bu şekli ile de tercihlerde hep hata yapılacaktır. Burada ilk hedeflenen ise sadece seçim sürecine kadar planlama yapmak olacak, seçimlerin lehe sonuçlanması durumunda ise 5 yıllık hedeflemenin olmadığı açıkça ortaya çıkacaktır. Bu fikir artık toplumun tüm katmanlarına yerleşmiş bir düşünce modeli olarak karşımıza çıkmakta ve vatandaşlarımız seçmen olarak tüm bu kriterleri baz alarak reyini kullanacaktır.
Yine, seçmenlerimizin reyleri ile tercih edeceği Şehrül- Emin ve meclisleri gerçek manada şehrin geleceğine katkı sunacak adaylardan oluşmalıdır. Bu tema seçmenlerimizin ana fikri olarak dimağında açıkça yer etmiş durumdadır.Son olarak da seçimlere oldukça az bir süre kalmasına rağmen hala vatandaşımızın / seçmenlerimizin gönlünü mudmain kılacak projelerin açıklanamamış olmasıdır. Sadece kapı çalmak, gezmek, hergün bir bölgede toplantı yapmak seçmenlerimizi artık hoşnut etmemekte, beklenti şehrin tüm dinamiklerinin en ciddi analizlere tabi tutularak, gürül gürül sorunların en aza indirgenmesi yönlü çaba ve beklentileri tavana çıkaracak projeler ile huzura çıkılmış olmasıdır. Tabi bu projeler açıklanır iken de kağıt üzerinde olmaktan veya partilerin tüzel kişiliklerinin siyasi atmosferlerini etkin kılabilmekten ziyade her zaman ayakları yere sağlam basabilen ve uygulanabilirliği, inandırıcılığı olan beyanlar ile halkımızın gönlünün feth edilmesi hedeflenmelidir.
Çok kısa bir süre kalan yerel seçimlerimize ilişkin toplumumuzun beklentilerini bu husustaki kanaatlerimi sizler ile paylaştım.Seçmenimiz ciddi manada bilinçli mesajlar verecek olup, her bir siyasi parti tüzel kişiliğinin, her bir adayın münferit olarak buna hazır olması gerekir. Seçmenlerimizin başkanlık ve meclislerde farklı tercihlerde bulunabileceği de dikkatten kaçmamalıdır. Hissettiğim gerçeklik budur. Seçim Hukuku anlamında % 10 D´hont sisteminin en etkin şekilde uygulandığı, özellikle meclislerde beklenmedik sonuçlara imza atan bu sistemin varlığını etkin şekilde hissedeceğimiz bir seçim sürecinin bizleri beklediği kanaatindeyim. Zira vatandaşlarımızın/ bölgemizdeki 250.077 seçmenimizin Başkanlık ve Meclislerde farklı tercihler kullanması gerçekliğinin gündemimize gelebileceğini hissetmekteyim. Bu şekli ile öncelikle vatandaşımızın reylerindeki uygulayacağı resen D´hont ve yine sandıklardan çıkacak sonuçlara göre seçim sistemi manasında uygulanacak D´hont a dikkat edilmelidir.
ŞUBAT GÖZLEMLERİMİZ TOPLUMUN HER BÖLGESİNDEN ALDIĞIMIZ ŞEKLİ İLE BUDUR. BUNU GÖRE ŞUBAT´TA KAFALAR KARIŞIK ve ATMOSFER PUSLUYDU. 31 MART AKŞAMI ATMOSFERDE BU HAVA DAĞILDIĞINDA İSE ALTINDAN ÇIKACAK NETİCELERİ MERAK İLE BEKLEMEKTEYİZ. SONUÇLARIN ÜLKEMİZE, VATANIMIZA, SULTAN ŞEHRİMİZE ŞİMDİDEN HAYIRLI OLMASI TEMENNİLERİM İLE KALIN SAĞLICAKLA?