Bu zamana kadar yazılarıma hep tarımın öneminden ve gerekliliğinden bahsederek başladım. Yine şunu hatırlatarak başlamak isterim, tarım olmazsa, çiftçi üretim yapmazsa veya yapamayacak koşula gelirse aç kalırız. Sadece söyleyerek değil doğru tarım uygulamaları yaparak, çiftçiyi üretmeye teşvik edecek kararlar alarak yola devam etmeliyiz. Bu hafta yazacağım konu epey tartışmalı ve çiftçilerin kanayan yarası olan ‘hobi bahçeleri’.
Öncelikle bu yazının amacı kesinlikle hobi bahçeciliğine karşıtlık değildir, aksine yerel yönetimlerin denetiminde ve yasalara uygun bir şekilde hobi bahçeciliğin yapılması gerektiğini vurgular.
Türkiye’de hobi bahçeciliğin temeli 1980’li yıllarda başladı fakat esas yoğunlaşma 2000’li yıllarda başladı. Pandemi dönemi ise hobi bahçeciliğine olan talebi ve ihtiyacı artırdı. Hobi bahçeciliğin temeli aslında 1960’lı ve 1970’li yıllarda köyde yaşayan, çiftçilikle ve hayvancılıkla geçimini sağlayıp üretim yapan insanların köyden kente göç etmesiyle başladı. Göçün en temel sebebi ise kentte iş imkanlarının daha fazla olması ve mesai usulü çalışma hayatının cazip görünmesi oldu. Kentteki işgücünün cazibesiyle insanlar tarlalarını ve hayvanlarını bırakarak köyden kente göç ettiler. Asıl süreç buradan sonra başlıyor, kent hayatına tutunabilen insanlar belli bir süreden sonra kırsal yaşama özlem duymaya başladı ve bahçe satın alma arayışına girdi. Hobi bahçeciliğin masum başlangıcı bu şekilde gerçekleşti.
Öncelikle tarım arazisi niteliği bulunmayan imar planında arsa olarak nitelendirilmiş alanlarda hobi bahçeleri kurulması önünde yasal bir engel bulunmamaktadır. Burada asıl sorun verimli tarım arazilerinin hobi bahçeleriyle öldürülmesi. Uygulanma amacı açısından hobi bahçeleri önemli ve yararlı bir uygulama ancak talebin sürekli artması; ruhsatsız, izinsiz bahçelerin kurulmasına, kontrolsüz ve altyapısız yapılaşmaya sebep oluyor. Bu sorunların en büyüğü ise geri dönüşümü çok masraflı ve uzun vadede olan tarım arazilerinin küçük parçalara bölünerek tarım yapılmayacak hale getirilmesi ve ülke tarımını zarara uğratmasıdır. Tarım arazilerinin parçalara ayrılmasının başlıca bir sorun olduğunu “tarım arazilerinin toplulaştırılması” yazımda paylaşmıştım. Hobi bahçeleri konusunda da arazilerin parçalanması çiftçilerin başına daha büyük problem oluşturacak şekilde tekrardan ortaya çıkıyor. Hobi bahçeleri burada ‘hobi’ olmaktan çıkıp ticari amaçlı iş haline dönüşüyor. Ticari getirisinin oldukça iyi olmasından dolayı gayrimenkul şirketleri ve kooperatifler aracılığı ile tarım arazilerine çok sayıda hobi bahçesi alanı izinsiz ve ruhsatsız olarak yapılıyor. İzinsiz ve ruhsatsız olarak nitelendiriliyor çünkü 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı kanunu ile yapılan yasal düzenleme çerçevesinde yapılan değişiklikler ile tarım arazilerinin amaçları dışında kullanımına ilişkin hapis cezası dahil yeni yaptırımlar getirilmiştir ancak yaptırımların uygulanması etkili değildir.
“Yasanın 21.Maddesi hükmü ile ‘Tarım arazilerini, tescili mümkün olmayan fiili hisseler oluşturarak arazinin hisselere tekabül ettiği kabul edilen kısımlarının zilyetliğini, bir özel hukuk tüzel kişisinin faaliyeti kapsamında bu tüzel kişiyle üyelik veya bu işlere aracılık etmek suretiyle arazinin bütünlüğünün bozulmasına ve amacı dışında kullanılmasına sebebiyet verenlere bir yıldan üç yıla kadar hapis ve yüz günden bin güne kadar adli para cezası verilir” hükmü bulunmaktadır. Maddeyi tamamen buraya yazmamın amacı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı kanununa rağmen hobi bahçelerinin tarım arazilerinin üzerine yapılmaması gerektiğini ve yaptırımları olduğunu kesin olarak belirtmektir.
HOBİ BAHÇELERİNİN YIKILMASI
Hobi bahçeleriyle ilgili en tartışmalı olan konu ise bahçelerin yıkılması. Satın alınmış veya satın alınmak istenen hobi bahçesi eğer imar planına dahil edilmişse, plandaki niteliği kontrol edilerek hareket edilmelidir çünkü tarım yapılmaya elverişli bir alan olarak görülüyorsa 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu, 3194 İmar Kanunu ve Plansız Alanlar Tip imar yönetmeliği kapsamında koruma altına alınmış olup yapılaşma koşulları sınırlandırılmıştır. Bundan dolayı eğer üzerinde bina bulunan bir hobi bahçesi (aslında tarım alanı) satın alınıyorsa yapının belirtilen şartlara uymaması halinde kaçak yapıya tabi tutulması neticesinde belediye tarafından bina yıkılabilir ve para cezası verilebilir.
TARIM ARAZİLERİ ‘HOBİ’ DEĞİL
Kimse hobi bahçeciliği yapılmasın veya yasaklansın demiyor ancak özellikle çiftçilerin dert yandığı nokta tarım arazilerinin üzerine hobi bahçelerinin yapılması. Bahsettiğim şekilde arazilerin parçalanarak küçültülmesi ve tarım arazisi üzerine beton dökerek prefabrik yapıların konulması tamamıyla tarımı öldüren bir sistem. Hobi bahçelerinde mangal ve ateş yakılması neticesinde tarım arazisine sıçrayarak arazide bulunan mahsulü de riske atar. Düzensiz ve plansız bir şekilde özellikle tarım arazilerine kurulmaya devam edilirse işleyecek arazi bulamaz ve yazının başında da belirttiğim gibi aç kalırız. Hobi bahçelerinin yapımı tarım arazilerine değil şehir içinde belirlenen alanlara yapılmalıdır ki hem tarımın devamlılığı sağlansın hem de hobi bahçeciliği faaliyeti oluşturulsun. Ancak Türkiye’de hobi bahçeleri yatırım amaçlı yapıldığından emlak sektörü üzerinden yürütülüyor. Hobi bahçelerinin yapıldığı alanların birçoğu birinci sınıf tarım arazisi. Kanunda yaptırımlar var ancak uygulama yok. Elimizdeki toprağın kıymetini bilmeden çarpık bir şekilde kullanmaya devam edersek bedelini hepimiz çok ağır öderiz. Hobi bahçeleriyle ilgili yazılması gereken daha çok detaylı paylaşılması gereken konular var. Önümüzdeki haftalarda daha detaylı yazacağım, hoşça kalın.