USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

TARLAYI FENA SÜRMÜŞLER

29-03-2022

Hırant Dink Suikastı ve Malatya’daki yayınevinin basılmasından sonra suça karışanların Alperen Ocakları’na girip çıktıklarının iddia edilmesi üzerine BBP’nin merhum Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu “Haberimiz olmadan bizim tarlayı da sürmüşler” demişti. Demekle kalmayıp tarlayı sürenlere karşı araştırma ve mücadele de başlatmıştı, belki de tarlayı kaçak sürenler onun canını aldı.

İyi Parti’nin kurulduğu günden itibaren ortaya koyduğu tavır, duruş ve eylemlere baktığımızda 1980-2016 yılları arasında MHP’nin tarlasını da aynı odakların fena halde hiç nadasa bırakmayacak şekilde sürdüğünü görüyoruz. Kaçak sürülen tarlanın mahsulü olan Akşener ve avanesi önce tarlanın tamamını ele geçirmeye çalıştı, olmayınca tarlayı böldü. Sonra, sonrası malum. Ben başbakan olacağım diye düştü ortaya... Olmak için de her yolu mübah saydı. Ne milliyetçilik çizgisi kaldı, ne sağcılık. Ne vatan sevdası, ne millet sadakati.

Amaca ulaşmak için CHP ile ittifak yapmakla yetinmedi. Gayri millî duruşta, yalan propaganda tekniklerinde ve daha birçok konuda ortağını sinyalsiz solladı. Girdiği ilk seçimde boyunun ölçüsünü alınca daha da hırslandı. Daha da dengesizleşti. Geldiği nokta öyle bir hal aldı ki artık gözleri kararmış gibi kılıcı rastgele sallıyorlar. Gün geliyor şehit abisinin boğazını sıkıp bacısına küfrediyorlar, gün geliyor mirasyedi bir genci işsiz diye kürsüye çıkarıp konuşturuyorlar. Gün geliyor kürsüyü Doğu Türkistan mağduru diye Fetö eylemcisi ile paylaşıp iktidara yükleniyorlar. Çiftçi diye konuşturdukları toprak bilmiyor, esnaf diye konuşturdukları  başka bir model çıkıyor. Yapılan hizmeti itibarsızlaştırmak için sahte hesap yayınlayıp yapanları çete ilan ediyorlar. Sonra bakıyorlar ki meğer o çete ilan ettiklerinden biri ortaklarının milletvekiliymiş.

Bahçeli MHP tarlasının kaçak sürüldüğünü ve tarladan aldıkları mahsulün gerçek niyetini 15 Temmuz darbesinde gördü. O mahsulün MHP’ye verdikleri zararın daha büyüğünü ülkeye vermelerini önlemek için yıllarca muhalefet ettiği Erdoğan ile iş birliği yaparak ülkenin bekasını korumaya aldı. Akşener ise 15 Temmuz öncesinde kendisine Başbakanlık sözü verenlere o kadar güveniyor ki halen aynı nakaratı tekrarlıyor. “Ben cumhurbaşkanı adayı değilim, ben Başbakan olacağım” diye ülkesinin değerlerine gözü kapalı, vicdanı kararmış şekilde saldırmaya devam ediyor.
 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?