Bu yazımızda sizler ile üzerinde önemle durulması gerekli olduğuna inandığım; toplumumuzdaki bilgi kirliliği ve iş bu bilgi kirliliğinin önlenmesi konusunda ciddi manada mücadele etmemiz gerektiği üzerinde duracağız?
Tanım olarak bilgi;
İnsan aklının alabileceği gerçek, olgu ve ilkelerin tümüne verilen ad;
Bir konu ya da iş konusunda öğrenilen ya da öğretilen şeyler olarak tanımlandığını görmekteyiz.
Uzmanlar tarafından incelenmiş ve onay verilerek maddi gerçekliğin somut olarak ortaya konulduğu cevaplar doğru bilgiyi ortaya koymaktadır.
Bu güvenilirlik her alanda bilim insanlarınca yapılan detaylı incelemelerin sonucunu ortaya koymaktadır.
İster genel bilgiler,
İster dini bilgiler,
İster hukuka dair bilgiler,
İster sanata dair bilgiler,
İster sosyal gerçekliğe ilişkin bilgiler,
İster günlük bilgiler,
İster uygulama siyaseti ve politikalarına ilişkin bilgiler,
İster bilimsel alanda bilgiler,
İsterse teknik bilgiler olsun;
Her bir alandaki bilginin temel veriler ile oluşturulması ve bilgi sahibi olunmadan bireylerce temel dayanağı bulunmadan beyanda bulunulmaması elzemdir.
Üzülerek ifade etmek isterim ki, toplumumuzun son yıllardaki en büyük hatalarından bir tanesi de iş bu bilgi kirliliğinin ciddi manada yayılmasıdır.
Okuyan bir toplum olmak özelliğimizi üzülerek ifade etmek isterim ki kaybetmiş durumdayız.
Ülkemizde okuma oranları, okunan kitap sayılarının kişi başına düşen sayısal verileri açıklandığında korkunç derecede kötü sonuçların ortada olduğunu görmek mümkündür.
Ancak, yine üzülerek ifade etmek isterim ki, insanımızın bilmediği halde kendisini bilgi kirliliği yayarak birçok alanda bilgisi var imiş gibi göstermesi acı gerçekliği ile hepimiz hemen hemen her gün karşılaşmaktayız.
Temennimiz her bir bireyin öncelikle mensubu olduğu mesleki alanda kendisini en iyi şekilde yetiştirerek profesyonelliğe ulaşmasıdır.
Bununla birlikte tabi ki her bir meslek mensubu farklı alanlara ilgi ya da ihtiyaç da duyabilecektir. Ancak, bilimsel gerçekliği olmayan, somut gerçekliği olmayan, gerçek ve net bilgi sahibi olunmayan hususlarda hiç kimsenin sırf bilgisi var imiş gibi yorum getirmemesi, bu zararlı alışkanlıktan kaçınması ve bilgi kirliliğini yaymaması toplumumuz için ciddi bir kazanım olacaktır.
Yine benzer şekilde bir başka gözlemlediğimiz toplumsal hastalık da hemen internete sarılıp internetten bakıp öyle yorum getirmektir.
İnternet birçok yorum sitelerine de yer vermektedir. Yorum maddi bir gerçeklik ya da gerçek bilimsel veri veya sonuç değildir. Bu sebepler ile bu gafletten de uzak durulmalı ve bilinmeyen hususlarda toplumda bilgi kirliliğinin önüne muhakkak surette geçilmelidir.
Bu hususta öncelikle eğitim kurumlarımıza düşen büyük sorumluluk aynı zamanda birçok kamu kurum ve kuruluşlarımıza, sivil toplum kuruluşlarımıza da ciddi manada yüklenerek sorunun çözümü ivedi olarak sağlanmalıdır.
Herkesin her konuda bilgisi olamaz. Her bir vatandaşımız öncelikle kendi mesleki alanında bilgi sahibi olmalı, sonrasında ise diğer konulara ilişkin olarak güven veren sağlam temelleri ve bilimsel dayanakları olan dayanak/ sübut varakaları ile hareket ederek görüşlerini doğru şekilde paylaşmalı, bilginin doğru yayılımı sağlanmalı, bilgi açısından oluşmuş kirliliklerden uzak durulmalıdır?