İslâm hata işleyen bir insanın sonuna kadar günahkâr kalacağını kabul etmez. Pişmanlık duyup affedilmeyi isteyen, sonra da o günaha geri dönmeyen her günahkârın bağışlanma şansı vardır. Günahlardan kurtulup ilâhî affa ulaşmak için Kur´ân´ın önümüze koyduğu çözüm yolu ise, tövbe etmektir.: ?Ey mü´minler, hep birlikte Allah´a tövbe ediniz ki, kurtuluşa eresiniz!?(Nûr, 24/31) Tövbe, aman dilemektir, Rabbimize el açıp bizi affetmesi için yalvarmak, yüzsuyu dökmektir. Bir dönüştür, yanlışlarla yüklü geçmişe bir kalem çekiştir tövbe! Kur´ân´ın ? nasûh tövbe? diye adlandırdığı da samimi tövbedir. ?Ey iman edenler! Allah´a içtenlikle tövbe edin !?(Tahrîm, 66/8). Allah´a yönelip içtenlikle af dilemek insan için kurtuluş yolunu açacaktır.
İnsanların en yanlış, en olumsuz yanı ve tutumu günahlarının karşısında hemen ümitsizliğe düşmeleri ve ? Artık günahkâr oldum, yapacak bir şey yok, telâfi edilemeyecek kadar günaha battım v.b.? düşünerek daha çok günah işlemeye devam etmeleridir! Oysa zararın neresinden dönülse kârdır, ne kadar çabuk tövbe edilse o kadar iyidir. Dinimizde ümitsizliğe yer yoktur! Râhîm, Rahmân ve Gaffâr olan Yüce Rabbimiz için bağışlamanın haddi-hududu yoktur. Hz. Peygamber Efendimiz günahkâr olanlara son derecede büyük bir cesaret vermektedir: ?Günahından tövbe eden sanki hiç günah işlememiş gibidir.!?( İbn Mâce´den zikreden, Halil Altuntaş, a.g.e. s.34). ?Allah, can boğaza gelmedikçe kulunun tövbesini kabul eder!? (İ.GAZALİ,a.g.e. s.370)