Devlet vatandaşına tuzak kurar, hile ile haraç keser mi? Maalesef cevap evet gibi gözüküyor. Nereden çıktı bu tuzak demeyin. Bu tuzak hemen herkesin kullandığı karayolu ağındaki EDS uygulamasının ta kendisi. Karayollarının üzerindeki trafik akışını sağlamak, kaza riskini minimuma indirmek ve insan hayatını korumak için kural konması kadar doğal bir şey yoktur. Kuralsızlık düşünülemez. Bu çerçevede Karayolları kanunun 50. maddesi Türkiye için karayollarında hangi aracın hangi yolda en düşük ve en yüksek hız limiti ile yol alabileceğini belirlemiş durumda. Söz konusu kanun der ki;
Karayolları Trafik Kanunu'nun "Hız Sınırları" başlıklı 50. maddesinde, "Motorlu araçların cins ve kullanma amaçlarına göre sürülebileceği en çok ve en az hız sınırları, şehirlerarası çift yönlü karayollarında 90 kilometre/saat, bölünmüş yollarda 110 kilometre/saat, otoyollarda 120 kilometre/saat hızı geçmemek üzere yönetmelikte belirlenir."
Bu kanuna dayanarak İçişleri Bakanlığı kolluk kuvvetleri eliyle denetim yapıyor. Yollara hız limitlerini ölçmek için radar kuruyor. Radara gelmeden sürücüleri levha ile uyarmayı da ihmal etmiyor. Tüm bu uyarılara aldırış etmeden hız yapanlara da hak ettiği şekli ile cezai işlem uyguluyor. Buraya kadar her şey normal. Örneğin siz bölünmüş yolda seyahat ediyorsanız biliyorsunuz ki hız limiti 110 kilometre, yanılma payı ile bu 120 olur, eğer 120’yi aşarsanız ceza yersiniz. Siz kurallara riayet eden duyarlı bir vatandaş olarak 120 limitinin üstüne çıkmadan araç kullanıyorsanız polisin nereye radar atıp atmadığına dikkat etmenize dahi gerek kalmaz.
Ancak her şey burada bitmiyor. Asıl sıkıntı ve asıl tuzak bu ana kuralın içerisine sonradan monte edilen ve özellikle meskûn mahal yakınları için planlanmış EDS diye uyduruk bir uygulamada saklı. Polisin kontrolünün dışında ulaştırma Bakanlığı eliyle uygulanan Elektronik Denetleme Sistemi var. Bu sistem yol üzerlerindeki mezra, köy, ilçe, şehir geçişlerine yerleştirilmiş. Hiçbir standardı yok. Tamamen kafalarına göre. Bazı yerlerde hız limiti 80, bazı yerlerde 70, bazı yerlerde 50, hatta eğer canları okul bölgesi filan burası dediyse 30... Neden 70, neden 30 diye soramıyorsunuz, ağaların canları öyle istemiş, öyle olmuş.
Bölünmüş yolda hız limitinin 110 km/s olduğunu bilerek yola çıkıyorsunuz. Yollarımız maşallah standardın üstünde güzel, araçlarımız çağın teknolojisi ile üretilmiş, bahse konu hız limiti hikâye kalır. Rahatça koltuğunuza yaslanmış 110 km/s ile giderken pat bir levha çıkıyor karşınıza: EDS hız 50, be mübarekler o aracın 110’dan 50 ye düşmesi için en az 500 metre lazım ama yok 50 metre sonra kameralar karşınızda. Şak şak fotoğrafınız çekiliyor, nur topu gibi bir cezanız oluyor. Tüm yollarımızda ortalama 5 kilometre ara ile bu EDS zımbırtısı ile karşılaşıyorsunuz.
La havle çekip uymaya çalışıyorsunuz, tabelayı görüp ani frenle güç bela 70’e inmeyi başarırsanız sevinmek üzereyken 100 metre sonra limit 30’a düşüyor. Dişinizi sıkıp devam ediyorsunuz. Herkes böyle yapmak zorunda kaldığı için güzelim akan trafik şehir içi trafiğinden beter bir şekilde tıkanıyor. Konvoy halinde çıkıyorsunuz mezra sınırından tamam artık yerleşim yeri bitti normal hıza döneyim diye gaza basıp rampayı çıkıyorsunuz o esnada hızınız 80 veya 90’ı bulmuş aaa o da ne asıl tuzak çıkışa kurulmuş, uyarı yok, levha yok ama size bakan bir dizi kamera. Sorsanız üç kilometre önce bölgeye girerken levha koymuş. Ağalara göre köyün mesafesi bitmemiş.
Yani anlayacağınız şehirlerarası yolculuğa çıkıp da bu EDS cezasına düşmemek mümkün değil. Ceza yememek için gideceğiniz yere kadar 30 kilometre hızla gitmeniz lazım.
İşte bunun için Devlet vatandaşına tuzak kurar mı diye soruyorum. Bu uygulama Fetö’nün devlette aktif olduğu zaman gündeme gelmişti. Yani aslında bir Fetö projesiydi. Fetö çöktü ama bu uygulama halen faal. Eğer bu proje o sistemleri ithal eden, uygulayan firmalara para kazandırmak için yapılıyorsa bir soygundur. Yok, eğer devlet bütçesine katkı için yapılıyorsa buna gerek yok. Devletin yolundan geçtiniz vergisini koyun, aracı olan herkes gönüllü ödesin. İkisi de değil diyorsanız o zaman devlet vatandaşına tuzak kurmuş demektir ki bu da 2000 yıllık devlet geleneği olan Türk Devletlerinde olmayacak bir şeydir. Derhal makul bir düzene sokun...
Bu sistemi adam etmediğiniz sürece 1 Temmuz’da otoyollarda hız limitini artırmanızın hiçbir anlamı yoktur...