Hani hep özgür olmak isteriz ya... Kendi başımıza hareket etmek isteriz. Gelişen çağa ayak uydurmayı gelişmişliğin simgesi olarak kabul ederiz de bunu nasıl yapacağımız bilmeyiz, bilsek de yapmayız. Oysa ki biz üretim yaptığımızda aynı zamanda da gelişen çağa ayak uydurmuş oluyoruz. Çünkü, gerçek üretimle kendi kendimize yetecek kadar ihtiyaçlarınızı karşılamış oluyoruz. Kendi arabamız, kendi motorumuz, kendi uçağımız, kendi gemimiz ve ya kendi robotumuz. Bunları sıralamak mümkün. Burada sıraladığımız gibi de aynı şekilde üretime geçmek, yani teoriyi pratiğe uygulamak da çok önemlidir. Bir ürünün bütün parçalarını ülkemizde üretmeliyiz. Biz ülkemiz sınırları içerisinde, ne zaman üretime geçersek, işte o zaman gerçek anlamda gelişen ülkeler arasında yer alabiliriz.
Bu hedefler doğrultusunda yürümek ise işin başka bir tarafı. Tabi ki önümüze engeller çıkabilir. Ama biz bu engelleri birlik olarak, yani bir araya gelerek aşabilir ve üretimi rahatlıkla sağlayabiliriz.
Tabi tarım burada önemli yer almaktadır. Tarımda da kendi buğdayımız, kendi fındığımız, kendi meyvemiz ve sebzemiz olmalı. Tarım yapabilecek olanaklar olmalı. Şartların tarıma uygun olması gerekir. Yani astarı yüzünden pahalı olmamalı. Tarımda kullanacağımız gübre, mazot, benzin, tarım aletleri, tarımdan elde edeceklerimiz ve benzeri pek çok unsur kolay alınıp kolay satılmalıdır. Masanın bir ayağı eksik olursa masayı kullanamayız.
Ayrıca bütün bu saydıklarımızı dış ülkeden almak yerine dış ülkelere satmamız gerekir. Çünkü dört mevsimin yaşandığı ve suyumuzun bol olduğu ülkemizin aynı zamanda da topraklarımızın verimli olması bizim için büyük bir avantajdır. Biz bu avantajı çok iyi değerlendirmeli ve bunu artıya geçirmenin yollarını bulmalıyız.
Üretim bir ülkenin ayakta durması için çok önemli bir faktördür. Üretimi yaparken hem kendi içimizde iş istihdamımızı sağlamış oluruz, hem de malımızı daha ucuza mal etmiş oluruz.
Üretim bir ülkenin geleceği için çok önemli olduğu gibi, şahıs olarak bizim için de çok önemlidir. Biz kendi markamızı oluşturarak, hem ülkemize faydalı bir davranış sergilemiş oluruz, hem de cebimizdeki kazancımızı korumuş oluruz.
Biz ülkemiz için ne gerekiyor ise onun gereklerini yaparak katkıda bulunmalıyız, ülke yöneticilerimiz ise bizleri destekleyerek hem ülkemizin gelişmesine imkan sağlamış olacaklar, hem de üretimde dünya ülkeleri arasında iyi bir yer almamıza neden olacaklardır.
Şu durumu da unutmadan eklemek istiyorum. Bizim en büyük eksiğimiz üretimi hep kendimizden değil de başkalarından başlamasını beklemektir. Pek çoğumuzun arazileri olduğu halde, uygun şartlar oluşamadığı için boş duruyor.
Kısacası ülkemizin insanları en kısa zamanda üretime geçmeliyiz.
Unutmayalım ki, bir ülkede yaşayan her birey üretim yapıp, bunun sonucunda da ihtiyaçlarını rahatlıkla kazandığı süre içerisinde özgürdür.
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
