14 Ocak 2019 tarihli köşe yazımızda Hatay´da Mertcan isimli masum yavrunun babası tarafından darp edilerek öldürülmesi ve tüm ülkemizi yasa boğan bu olay sonrasında velayet hususunda önemli değişikliklere gidilmesinin, yaşanılan sıkıntıların bir an önce giderilmesi için yasal düzenlemeler yapılması konusuna yer vermiştim.
Tabi takdir edilip değerlendirileceği üzere, çocukların yaşadığı bu velayet probleminin temelinde ebeveynlerin aile olamaması, bu doğrultuda artan boşanma davalarının doğurduğu olumsuz sonuçların başında velayet sorununun yer aldığını bilmekteyiz.
Boşanma davaları sonucunda, çocukların durumunun değerlendirilmesi, velayet hususundaki düzenlemelerin yeniden gözden geçirilerek devlet eli ile kalıcı hukuki çözümler üretilmesi gerektiğini daha önce yazdığım yazılarımda belirtmiş idim.
Bu hususta Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığımızca oldukça geniş fiziki imkanlar sağlandığı, devletimizin çocuklara sahip çıkması hususundaki politikaları ciddi manada iyileştirilmiş mesafe kat etmiş durumdadır.
Türk Medeni Kanununda Aile Hukuku kitabında boşanma ve sonuçları arasında en önemli konudur velayet.
Velayet hususu Aile Hukuku yargılamalarında asli talep boşanmaya bağlı olarak yargılama süreçlerinde tedbiren, yargılamada verilen nihai karar ile birlikte de birden fazla velayet sorunu olan çocuk için kardeşlik bağı da dikkate alınarak, çocuk yada çocukların kişisel ihtiyaçları, eğitim durumları ve bunun gibi birçok kriter dikkate alınarak karar verilmesi gerekli olan bir durumdur.
Yüksek Mahkemelere taşınan ve denetim ihtiyacı kapsamında değerlendirme talep edilen dosyalarda da Yüksek Mahkemelerin velayet sorununun yer aldığı dosyalara daha fazla eğilip, karar vermek noktasında çocuk / velayet sorununun öncelikli olarak değerlendirmeye tabi tutulduğunu uygulamada görmek mümkündür.
Velayet hususunda karar verilmesi tek başına yetmemekte, velayet kendisine verilen anne yada babanın maalesef ki çocuklara yargılama bittikten sonra çektirdiği şahsi egolarına dayalı eziyetler yargılama sürecinden daha sancılı geçmektedir.
Şöyle ki, Yerel Mahkeme kararlarında velayeti kendisine verilmeyen davanın tarafı anne yada baba ile şahsi ilişki tesisi sağlanması için belirli gün ve saatlerde şahsi ilişki tesisi kararı verilmekte ancak boşanmadan kaynaklı şahsi problemlerini velayete ilişkin çocukların şahsi ilişki tesis günlerinde zor ederek kullanmakta, kanuna karşı haklarını kötüye kullanmakta ve çocuğu yada çocukları göstermemektedir.
Bu durumda yapılması gerekli olan işlem ise Mahkeme kararının icraya konularak gerekli bir başka yasal prosedür başlatmaktır. Mahkeme kararının icraya konulması durumunda icra memuru, pedagog ve polis eşliğinde gidilmektedir. Aynı zamanda her icra başvurusu her bir görevli için yatırılan yüksek harçlara mal olmakta ve çocuklar aynı zamanda bir de burada ciddi problemler yaşamakta ve polis ile kapıdan alınan hacizli çocuklar teriminde yer almaktadır.
Bu durumda mağdur olan ebeveyn ve çocuk sayısı ciddi manada fazladır. Yaşanılan mağduriyetler göz önüne alınarak Adalet Bakanlığımızca tüm bu hususları kapsayacak velayete ilişkin yeni düzenleme hazırlıklarına geçilmiştir.
Öngörülen; artık çocukların devlete ait içerisinde pedagog bulunan merkezlerde gerekli görüşme saatlerinde görüşmelerin yaptırılması olacaktır. Devletimizin belirlediği kurumsal merkezlerde pedagog huzuru ile yaptırılacak görüşmelere ilişkin yasal düzenleme yapılması yerinde bir düzenleme olarak görünmektedir.
Bu şekli ile, çocukların polis eşliğinde ciddi sokak gürültü ve tartışmalarından uzak olarak huzurlu ortamlarda görülmesi temin edilerek çocukların psikolojileri de sağlıklı kalacak aynı zamanda önceki yazılarımda belirttiğim şekilde güvenlik problemi de ortadan kalkacaktır.
Zira, bu doğrultuda yapılacak ve yürürlüğe konulacak yasal düzenlemeler çocukları hem güvenlik açısından hem de psikolojilerinin muhafaza edilmesi açısından koruyacaktır.
Yapılacak iş bu husustaki yasal düzenlemelerin hayırlı sonuçlar getirmesini temenni ederim?
