Yanar dönerlerin çoğaldığı bir dönemdeyiz. Kimin eli kimin cebinde bilinmez. Ama bir gerçek var ki, herkes bir yoldur tutturmuş gidiyor. Herkes kendi çıkarına göre bir hesap yapmaktadır. Kimisi az, kimisi de çok hesap yaparken, kimisi de düz bir hayat sürdürür gider. Tıpkı, "Bana dokunmayan yılan bin yaşasın" gibi. Oysa ki dünyadaki gerçek yaşam böyle olmamalı.
Doğruların peşinden koşup, doğru hareket etmek gerekir. Yanlışı görmezlikten gelirsek, o yanlışa ortak olup, bir gün o yanlışın bize de yapılacağını unutmamalıyız.
Peki insanlar kendi çıkarlarını düşünerek neden sürekli hesap yaparlar?
Ya da hesapları ne üzerine de, çoğu zaman beklediklerini bulamazlar.
Hesaplar ile hedefler arasındaki bağlantıyı kurmak ve hesaplar sonucunda hedeflere doğru bir şekilde ulaşmak o kadar zor mudur?
Bu ve bunun gibi pek çok soruları birarda sıralayabiliriz.
Biliyoruz ki insanlar hedefleri doğrultusunda yaşamlarını biçimlendirirler. Her yaptığı iş ve ya her yaşadığı olay, hayatlarına olumlu ya da olumsuz yönde katkı sağlar. Yaşadığı tüm zamanlardaki olumsuz durumlar, gün gelir karşısına çıkar ve hesap sorar. Tıpkı "Ne ekersen onu biçersin" atasözü gibi.
Küçük yaştan itibaren eğitim ve öğretimini iyi alan kişiler, geleceğe güvenle bakarlar ve geleceğini diğer insanlara göre, daha olanaklı hale getirirler. İmkanlar dahilinde zamanını iyi değerlendiren ve yaşamında, akıl ile mantığı iyi kullananlar yukarıda sorduğum soruların cevabını zaten vermişlerdir.
Hatalar tecrübeyi getirir. Bu duruma bir örnek verecek olursam "Bir şirkette bir müdür büyük bir hata yapar ve şirkete büyük paralar kaybettirmeye sebep olur. Bunun sonucunda da şirket yetkililerine istifasını sunar. Yetkiler de yönetim kurulu başkanına müdürün vermiş olduğu istifayı iletirler. Yönetim kurulu başkanı aynı zamanda da şirketin patronudur. Patron, müdürü toplantı salonuna ister ve müdür gelir. Patronu, müdürün verdiği istifa dilekçesini müdürünün gözünün önünde yırtar ve atar. Müdür şaşırır ve patronuna;
- Aman efendim ben büyük bir hata yaptım ve şirketinize büyük zarar verdim, bu zararı karşılayacak bir durumum da yok. Bundan dolayı da size istifamı sundum oysa siz istifamı kabul etmediniz der.
Patron, müdürüne şöyle bir bakar, onu baştan aşağa süzer ve hafif gülümseyerek şöyle der.
Siz bir müdür olarak bir hata yaptınız, doğru bir davranış olarak da istifanızı sundunuz ve kurallar gereği kararı, bu şirketin yönetim kurulu başkanı olarak da bana bıraktınız. Ben de sizin istifa dilekçenizi yırttım, çünkü hatanızın farkında olmanız ve hata yaparak hayat tecrübesi kazanmanız hayatınızda bir daha aynı hatayı tekrarlamayacağınızı gösterir. Uzun yıllardır sizinle çalışıyorum, bu hatanın size büyük bir tecrübe kazandırdığına inanıyorum. Eğer sizin istifanızı kabul edersem, sizin yerinize yeni bir müdür tayin edeceğim. Yeni gelen müdür ise işi öğrenene kadar pek çok hata yapacaktır. Bu şirket bir daha aynı hataları kaldıramaz der ve müdürüne işin başına geçmesini söyler.
Hatanın farkında olmak ve hatayı kabul etmek bir erdemlilik olduğu gibi aynı zamanda da, insan hayatındaki yaşam tarzını ve yaşam koşullarını da her zaman için değiştirir ve gerçek hedeflere giden yolu açar. Kişilerin, hayat içinde dürüst olması, doğru hedeflerde doğru yol alması demektir.
Yanar döner işlerin boş olduğunu pek çoğumuz biliriz. Aksi taktirde yandı mı döndü, döndü mü yandı olur. İşin içinde iş olur ki bu durum ise dalavereden başka bir şey deüildir.
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?