Yargıda uzun vadeli atılacak adımlar ve özellikle de meslek içi sorunların çözümü konusunda Türkiye Barolar Birliği Başkanlığının da katılımı ile üst düzey yargı görevlileri bu süreçlerde Adalet Bakanlığımız nezdinde bir kısım toplantılar yaparak, ilerleyen süreçlere dair bir dizi kararların alınıp açıklanacağını beklemekteyiz.
Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından yargıda gerçekleştirilecek reformlara ilişkin olarak 2018 yılı Eylül ayı adli yıl açılışında atılacak adımların bir kısmı açıklanmış idi.
Yargı reformu strateji belgesinde yer alan konular uzun yıllardır üzerinde tartıştığımız esasen de yürürlüğü geç kalmış birçok husus olup, hukuk mesleğinde kalitenin artırılması, vatandaşlarımızın en kaliteli hukuk hizmetini etkin ve hızlı şekilde alması için;
Hukuk fakültesi mezunlarına yönelik olarak; Hukuk Fakültesi eğitiminin 5 yıla çıkarılması tasarlanmakta, özellikle teorik eğitim alınan mevcut hukuk eğitiminde umut etmekteyiz ki, uygulamaya yönelik eğitimin de verilmesi açısından 1 yıllık ek takviye süre uygulama eğitimine ağırlık verilmesi dahilinde gayet mantıklı olacağı görüş ve kanaatindeyiz.
Yine, hukuk fakültesi mezunları için; İş bu husustaki kararların alınması, yayınlanması ve yasalaşması ile birlikte henüz mezun hukukçuların da sınava alınması tasarlanmakta olup, bu durum da kalitenin artırılması açısından ciddi ve etkin bir gelişme olarak karşımıza çıkacaktır.
Hakim ve savcı yardımcılığı müessesesi; Uzun yıllar önce üzerinde tartışılmış idi. Bu hususa köşe yazılarımda zaten detaylıca yer vermiş idim. Bu müessese de kesinlikle uygulanmalı, yürürlüğü girmelidir.
Zira, kaliteli uygulayıcı yetişmesi açısından oldukça elzem ve önemli olup, aynı hususun Avukat Yardımcılığı şeklinde dizayn edilmesi de savunma kanadı açısından da ciddi bir uygulayıcı kalitesi getireceğini belirtmek isterim.
Bu önerimiz de dikkate alınmalıdır.
Hukukçuların gireceği yazılı sınavlarda 70 baraj puanına tekrar dönülmesi;
Yaşanılan süreçte eksik olan hakim ve savcı sayısı boşluğu tamamlanmak üzere olup, 55 lere kadar düşen baraj puan uygulaması kaldırılarak 70 barajı tekrar yürürlüğe gireceği açıklanmıştır ki, bu seviyenin tespiti açısından oldukça etkin ve elzem bir durum olarak karşımıza çıkacaktır.
Son 3 yılda yapılan hakim ve savcı meslek kabul sınavlarında sınav baraj seviyesi dönemin şartları itibarı ile oldukça düşmüştür. Sadece Aralık 2018 tarihli sınav için artık mezun sayısının da oldukça fazla olması ve bu mezunların sınava girmeleri de dikkate alınarak sınav taban puanı 75 alt sınırlarda kapatmıştır. Zira, mesleğe kabul görecek hakim savcı aday sayısı 1.000 olarak belirlenmiş iken, sınava giren hukuk fakültesi mezunu sayısı ise 20.000 rakamına dayanmıştır. Bu durum da ciddi manada elemeyi, taban puan durumunu yükseltmeye etken olmuştur.
Hukuk fakültesi mezunu sayısı ülkemiz ihtiyacının oldukça üzerinde bir sayıdadır. Bu sebepler ile bu hususu kontrol altına alan düzenleme en ivedi şekilde yapılmalı, avukat meslek mensuplarının meslek hayatları için ciddi iyileştirmeler getirilmesi ivedilikle sağlanmalıdır. Aksi durumda her geçen gün fahiş şekilde artan sayı mesleğin durumunu içinden çıkılmaz hale getirecektir.
Hukuka dair her iş ve işlem yetkisi sadece hukuk fakültesi mezunlarına verilmelidir. Bu doğrultuda, uzlaştırmacıların sadece hukukçulardan seçileceği yönlü düzenlemeye geçilmelidir. Bu düzenleme de son derece yerindedir. Hukuk işini hukukçu yani hukuk altyapısı olan bireyler yerine getirmelidir. Aksi durumda yaşanılan sıkıntılar örnekleri ile ortada olup, yapılacak bu düzenleme ile de hukukun alanına hukukçuların sahip çıkıp, sadece hukukçular tarafından yerine getirilmesi hem etkin hem de yerinde bir düzenleme olarak karşımıza çıkacaktır.
Uzun zamandır beklenen düzenlemelerdir. Birçok Adalet Bakanımız döneminde iletilse de en geniş detayda tartışılsa da en etkin adımların Sayın Abdulhamid GÜL döneminde atıldığı görülmektedir. Başta Adalet Bakanımız ve Türkiye Barolar Birliği Başkanımız ve Bakanlık yetkililerimiz sayesinde ivedi şekilde hukuk mesleğine dönük bu hususlarda çözüm sağlanmalı ve oluşturulacak reform düzenlemeleri yasalaşarak yürürlüğe konulmalıdır?