Yargı reformu strateji belgesi adli yılın açılışında açıklanmış ve yeni sezonda hedeflenen bir kısım hususlar gündeme getirilmiştir.
Bu strateji belgesinde yer alan konular uzun yıllardır üzerinde tartıştığımız esasen de yürürlüğü geç kalmış birçok husus olup, hukuk mesleğinde kalitenin artırılması, vatandaşlarımızın en kaliteli hukuk hizmetini etkin ve hızlı şekilde alması için pakette yer alan düzenlemeleri irdelediğimizde;
- HUKUK FAKÜLTESİ MEZUNLARI İÇİN; Hukuk Fakültesi eğitimi 5 yıla çıkarılması tasarlanmakta,
- Özellikle teorik eğitim alınan mevcut hukuk eğitiminde umut ediyorum ki, uygulamaya yönelik eğitimin de verilmesi açısından 1 yıllık ek takviye süre uygulama eğitimine ağırlık verilmesi dahilinde gayet mantıklı olacaktır.
- HUKUK FAKÜLTESİ MEZUNLARI İÇİN ; İş bu strateji belgesinin yayınlanması ve yasalaşması ile birlikte henüz mezun hukukçuların da sınava alınması tasarlanmakta olup, bu durum da kalitenin artırılması açısından ciddi manada katkı sağlayacaktır.
- HUKUKÇULARIN GİRECEĞİ YAZILI SINAVLARDA 70 BARAJ PUANINA TEKRAR DÖNÜLMESİ; Yaşanılan süreçte eksik olan hakim ve savcı sayısı boşluğu tamamlanmak üzere olup, 55´lere kadar düşen baraj puan uygulaması kaldırılarak 70 barajı tekrar yürürlüğe girecektir ki bu durum da olumlu ve yerinde olmuş ve yapılan son alım sınavlarında ise zaten bu barajın 75 sınırına dayandığının görülmesi kalitenin artırılması manasında bu konudaki maddi gerçekliği ortaya koymuştur. Uygulaması da sevindirici olmuştur.
YARGIDA YARDIMCILIK MÜESSESESİ; Uzun yıllar önce üzerinde tartışılmış idi. Bu hususta köşe yazılarımda zaten detaylıca yer vermiş idim.
Bu müessese de kesinlikle uygulanmalı, yürürlüğü girmelidir.
Zira, kaliteli uygulayıcı yetişmesi açısından oldukça elzem ve önemli olup, aynı hususun Avukat Yardımcılığı şeklinde dizayn edilmesi de savunma kanadı açısından da ciddi bir uygulayıcı kalitesi getireceğini belirtmek isterim. Bu önerimiz de dikkate alınmalıdır.
Takdir edilip değerlendirileceği üzere, yargıda iş yükü oldukça fazladır.
Buna ilişkin olarak uzlaştırma, arabuluculuk gibi kavramlar gelmiş olsa da yargının iş yükünün azalması çok da mümkün görünmemektedir. Zira, hak kayıplarının yaşanmaması için titizlikle inceleme, irdeleme ve değerlendirme yapılmalıdır.
Bu sebepler ile üst mahkemelerde uygulanan tetkik hakimliği, raportör hakimlik gibi kavramlar yerel mahkemeler nezdinde de ciddi manada uygulanmalıdır.
Tabi burada yardımcı kavramı asilin önüne geçmemeli, asil de gereği gibi görevini ifa etmelidir. Dayanışma her şekilde en sağlıklı irdelemeye, incelemeye götürecek ve sonuçta hak kaybına mahal verilmeyecektir.
Yardımcı kavramı bir an önce hayata geçirilmelidir.
Bu şekli ile, mezun olmuş iş bekleyen hukukçularımız iş alanlarında işe kavuşmalı, yine yargının iş yükü omuzlanmalı, hak kaybına mahal verilmemelidir.
Yeni meslek mensubu uygulayıcıların zamana yayılan uygulamaya dönük yetişmeleri sağlanmalıdır.
Benzer uygulamanın hakim ve savcılık müesseseleri için olduğu kadar aynı şekilde avukatlık için de getirilmesi yerinde ve elzem olacaktır.
