Ceza yargılaması, toplum içerisinde bireylerin aralarında yaşadıkları ihtilafları çözmek amacı ile oluşturulmuş adli yargı sistemi içerisinde yer almaktadır. Ceza yargılamalarında amaç maddi gerçekliğin ortaya çıkarılması olmalı temel hedef bu doğrultuda hareket etmek olmalıdır.
Maddi gerçek ise her şekilde şüpheden uzak, soyut olmayan somut deliller ile ortaya konularak, bu gerçeklik ile usul kurallarına uygun olarak kişilere ceza verilmesi, kişiler hakkında bu sağlam deliller ile güvenlik tedbiri uygulanması tabi sonucunu doğurmalı, eğer belirttiğimiz şekilde kişiler hakkında ceza ve güvenlik tedbiri uygulanması için belirttiğimiz somut deliller mevcut değil ise bu kez kişiler hakkında hürriyeti bağlayıcı iş ve işlemlere gidilmemelidir.
Bu doğrultuda,
Ceza Yargılaması hukukumuz 4 ayrı aşamadan oluşmaktadır.
- SORUŞTURMA
- KOVUŞTURMA
- KANUN YOLLARI
- CEZALARIN ve GÜVENLİK TEDBİRLERİNİN İNFAZI
Soruşturma evresi Ceza yargılamasının ilk safhasıdır. Soruşturma evresinin 4 temel özelliği vardır.
- YAZILI OLMAK ZORUNLULUĞU,
- GİZLİ YÜRÜTÜLMESİ GEREKLİLİĞİ,
- DAĞINIKLILIK,
- SÜRECİN ADLİ- İDARİ OLMASI şeklinde karşımıza çıkmaktadır.
Soruşturma belli ve yaşanmış olayların suç işlendiği yönünde şüphe oluşması ile başlayıp, bilgi toplama ile devam eder.
Ceza yargılamasında soruşturma süreçlerinde evraksal olarak;
- Cumhuriyet Savcısı ile yapılan görüşme tutanağı
- Yakalama tutanağı
- Yakalama ve gözaltına alma tutanağı şüpheli ve sanık hakları formu
- Sağlık kontrolünün yapıldığına dair yazı
- Yakınları ile görüştürüldüğüne ve görüştüğüne ilişkin yazı
- Nezarethaneye alınanların kaydına ait defter kayıtları
- Avukat ile görüşme tutanağı
- Şüphelinin üzerinden çıkan eşyalara dair muhafaza belgesi
- Sevk/ serbest bırakma tutanağı
- Bilgi alma tutanağı
- İfade tutanağı
- Arama ve el koyma tutanağı soruşturma dosyasında yer almalıdır.
Toplanan bilgiler ışığı altında araştırma yapılacak, ardından fail olduğu düşünülen kimse tespit edilerek gerekli araştırma, el koyma, ifade alma, yakalama, gözaltı gibi işlemler uygulanacak ve belki tutuklama yapılacaktır.
Ceza yargılamasının sağlıklı sonuç doğurabilmesi için, hukuka uygun yöntemler ile delil toplanması zorunludur.
Soruşturma evresinde elde edilen hukuka aykırı deliller hiçbir surette hükme esas alınamaz.
Ancak bu hususta Yargıtay´ın uygulaması farklı görüşler ihtiva etse de genel kanaat ve mevzuattan beklenen soruşturma evresinde hukuka aykırı elde edilen delillerin delilin hükme esas alınamayacağıdır.
Bu husus 5271 sayılı CMK´nun 217 ve 206. Maddelerinde açıkça düzenlenmiş olup;
5271 sayılı CMK 217 maddesi 2.fıkrası hükmü uyarınca ; ? ?. Yüklenen suç, hukuka uygun bir şekilde elde edilmiş her türlü delil ile ispat edilebilir?? şeklinde, 5271 sayılı CMK 206 maddesine göre de ? ?. Ortaya konulması istenilen bir delil, kanuna aykırı olarak elde edilmişse reddedilecektir? ? şeklindedir.
Ceza yargılamasında temel esaslar değerlendirme altına alındığında;
Yüklenen suç, hukuka uygun bir şekilde elde edilmiş her türlü delille ispat edilebilir.
Hâkim, kararını ancak duruşmaya getirilmiş ve huzurunda tartışılmış delillere dayandırabilir. Bu deliller hâkimin vicdani kanaatiyle serbestçe takdir edilir.
Ceza yargılaması hukukunun temel değerlerine uygun olarak delil toplanmalı,
HUKUKA AYKIRI ARAMA,
HUKUKA AYKIRI EL KOYMA,
HUKUKA AYKIRI BEDEN MUAYENESİ,
HUKUKA AYKIRI TANIK DİNLEME yöntemlerine başvurulmamalıdır.