Eğitim, ekmek ve sudan sonra, halkın en zorunlu ihtiyacıdır.
Dante Alighieri
İnsan, hayat boyu öğrenmek ve bilgi edinmek için sürekli bir arayış içinde yaşamalı, sürekli mücadele etmelidir. Çünkü insanı insan yapan en önemli özelliği bilmeyi, öğrenmeyi isteme özelliğidir.
İnsanın bilgi, beceri ve tutum kazanabilmesi, düşünebilmesi, sorgulayabilmesi, kendi yetenek ve ilgilerini geliştirebilmesi, yaşadığı toplumla uyumlu ve toplumuna katkı sağlayan birey olarak yetişebilmesi için ise eğitim şarttır.
Eğitim, kişisel ve sosyal gelişimi sağlamaya çalışırken, bireylerin toplumsal yaşama uyum sağlama ve iş hayatında başarılı olma amaçlarını da desteklemekte, bilgi aktarımının yanı sıra beceri geliştirme, düşünme yeteneklerinin geliştirilmesi, problem çözme becerilerinin kazandırılması, değerlerin öğretilmesi, sosyal ve kültürel uyumun sağlanması gibi hedefleri de içerir.
Eğitim, pek çok konuda insana bilgi sağlar. Hayata daha farklı bakabilmek, yeni bakış açıları kazanabilmek, kişisel gelişim noktasında kendimizi daha iyi geliştirebilmek için eğitimli olmak şarttır.
Eğitim yaşamak, gerçek bir insan olmak ve sağlam bir kişilik geliştirmek için hayati bir önem arz emektedir.
Eğitim bir iletişim, etkileşim sürecidir. Bu süreçte öğrenci bilgiyi edinip gelişimini sürdürürken kendi yeteneğini de keşfetmesine imkân sağlanmak gerekir.
Bilginin ve bilgiye erişmenin hızla değiştiği bu çağda öğretmenin yol göstericiliği, bir eğitim lideri ve rehber olarak öğrenciyi lüzumlu konularda desteklemesi; hâl ve hareketleri, davranışları, giyim ve kuşamı, bakımlı olması gibi hususlarda da rol model olması çok büyük önem taşımaktadır.
Öğretmenler eğitim öğretimin olmazsa olmazı, değişmeyen unsurlarıdır. Bu nedenle öğretmen; öğrencilerin öğrenme süreçlerine rehberlik eden ve onları çağın özelliğine göre geleceğe hazırlayan, yeteneklerini geliştiren, dünya ile rekabet edebilecek düzeyde yetiştirme çabası içinde özveriyle çalışan, evrensel değerleri özümsemiş, bilimsel bilgiyi temel alan, değişime ayak uydurabilen, becerileri gelişmiş bireylerden oluşmalıdır.
Eğitim öğretim hayatında ahlaklı ve başarılı bireyler yetiştirmek için öğretmenlerden önce anne ve babalara büyük görevler düşmektedir. Unutulmamalıdır ki bir çocuğun ilk ve en önemli öğretmeni ailesidir.
Her anne-baba çocuğunun iyi bir öğretmen tarafından yetiştirilmesini istemektedir ancak öncelikle ebeveynler, çocuğunun eğitimine yardımcı olma konusunda kendilerini geliştirmeli, doğru adımları atmalıdırlar.
Ev kirleniyor diye eline kalem ve boya verilmeyen, beceremiyor diye tüm işleri büyükler tarafından yapılan, yeterince yemiyor ya da yerken üzerine ve her yere döküyor diye kendi yemesine müsaade edilmeyen, anlamıyor, düzgün yapamıyor, kötü yapıyor ya da beceremiyor diye hiçbir sorumluluk verilmeyen; okula başladığı andan itibaren de sorumluluk sahibi olması istenilen, arkadaşları ve öğretmenleriyle iyi iletişim kurması beklenen ve okulun tüm gereklerini yerine getirmesi istenen bir çocuk ne kadar başarılı ve kişilik sahibi olabilir?
Her zaman insan olmaktan, ahlaklı olmaktan, hepimizin çocukluğumuzdan beri bildiği hikâyedeki gibi adam olmaktan da önce daha çok başarının ön planda tutulduğu toplumuzda en büyük görev aile ortamında bireyin sevgiyi, mutluluğu, huzuru, güveni hissedebilmesi ve sorunu olduğunda rahatça iyi bir iletişimle paylaşabilmesidir asıl olan.
Başöğretmen Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere ebediyete irtihal etmiş bulunan, fedakârca görevini ifa ederken şehitlik makamıyla şereflenen, gazilik unvanıyla onurlanan eğitim camiamızın aziz neferlerini saygı ve şükranla yâd ediyorum. Eğitim öğretim hizmetlerini yürüten bütün personelimize ve aydınlık yarınlarımızın geleceği olan sevgili öğrencilerimize başarılarla dolu bir yıl diliyorum.