Yazıma başlamadan önce bir hikayeyle başlamak istiyorum.
Arjantin'de enflasyonu bahane eden bir yumurta satıcısı, yumurta kolisinin fiyatına %100 zam yapmıştı.
-"Artık daha fazla para kazanmanın zamanı geldi." diyordu. O sabah hüzünlü bir yüz ifadesiyle iş yerini açsa da aslında çok mutluydu.
Zengin olamamasının nedenini hep dürüst olmasına bağlamıştı ama artık o güzel günler çok yakındaydı.
Fakat yine de yaptığı zamdan dolayı üzgünmüş gibi yapmalıydı. Çok geçmeden her hafta bir koli yumurta alan müşterisi yine iş yerine gelmişti. Yaşlı kadın fiyatı görünce gözlerine inanamadı. Sebebini sorunca:
-"Toptancılar zam yaptı efendim. Malum enflasyon da var, biz de haliyle fiyatları arttırdık." dedi.
Yaşlı kadın bu duruma çok kızmıştı ve usulca koliyi tezgaha bıraktı.
-"O zaman kalsın, ben yumurta yemeden de yaşarım. Yeter ki Arjantin bu zamdan etkilenmesin." dedi.
Satıcı onun bu hareketi karşısında büyük bir kahkaha atmak istese de üzgünmüş gibi davranmaya devam etti.
Lakin kadının bu cümlesi nasıl olduysa ülkede yayıldı ve kimse o hafta yumurta almadı. Ertesi gün yumurta toptancıları hem zam yapmaya devam etti hem de fiyatlar biraz daha artsın diyerek ürünlerin çoğunu soğuk hava depolarında stokladılar.
Takip eden günlerde durum değişmemişti, fiyatlar artıyor ama tüm Arjantin halkı sanki aralarında anlaşmışlar gibi yumurta almamakta ısrar ediyordu.
İkinci hafta toptancılar homurdanmaya başlasa da "Nasıl olsa bu zamlara alışacaklar ve mecburen yumurtaları gelip alacaklar!" dedi.
Üçüncü hafta ülkede yumurta parakendicileri iş yapamadığı için yavaş yavaş kepenk kapatmaya başladı ve bunu toptancılar takip etti.
Derken ülkede iflas etmeyen toptancı neredeyse kalmamıştı. Çiftlik sahipleri paralarını alamadıkları için onlar da hızla konkordato ilan etmeye başladı.
Artık hepsi pişman olmuş ve aralarında bu durumu nasıl düzelteceklerini konuşmaya başlamışlardı.
En iyisi bir televizyon kanalına çıkıp Arjantin halkından özür dilemek dediler ama sonuç değişmemişti.
Ülkede ne grev ne de isyan vardı ama halk öylesine kenetlenmişti ki kimse bu özrü kabul etmedi ve yumurta almamaya devam etti.
Beşinci Hafta toptancılar şu kararı aldı:
"Hatamızı fark ettik ve özrümüzü kabul etmeniz için de yumurtaları zamdan önceki fiyatın da yarısına indirme kararı aldık. Bizleri affetmelisiniz çünkü tavuklar ölmek üzere!"
Bu bir gerçek hayat hikayesidir.
Bu günlerde şekerin ve yağın fiyatı ne zaman yükselse aklıma hep Arjantin halkı geliyor.
Acaba orada tavuklar hala yaşıyor mu?
"Yeterki, Anadolu bu zamdan etkilenmesin" demenin zamanı gelmedi mi?
Tepkimizi koyalım. Ortalama bir hayat yaşamak kendi potansiyelimize yapabileceğimiz en büyük ihanettir.
Tepkide etki vardır. Eylemde karar. Hiç lafı uzatmadan eğip bükmeden süslü kelimelerle bezemeden doğrudan diyeceklerimi söyleyeceğim.
Anadolu sizin için ne ifade ediyor bilmiyorum ama hepimiz için bir şeyleri ifade ettiğini gönül rahatlığıyla söyleyebilirim.
Anadolu gerçekten garip bir yer dünyada medeniyetin beşiği desem yeridir. Analar la dolu bu milletin evlatlarının bağrı hep yanık, atalarının kahramanlıklarını dinleyerek ve bitmek tükenmek bilmeyen sıla özlemiyle büyümüştür.
Peki...
Ne ara geldik biz bu hale hangi ara bu kadar dağıldık yalan dolan menfaat çıkar hepsini gönül rahatlığıyla kabullenip bunların doğruluk mücadelesini vermeye başladık.
menfaatti sustuk.
çıkardı sustuk.
işimize geleni yuttuk, gelmeyeni tükürdük.
Hiç ar etmedik hacısıyla hocasıyla alimiyle zalimiyle istemesek de birbirimize çok ama çok benzedik.
Kandırılmış bir milletten daha güçsüz biri yoktur.
Feraseti elinden alınmış bir nesilden daha korkutucu bir şey yoktur.
Sustuk her şeyi görmezden gelip bir dünya katil cümlelerle sustuk, milletin malını gasp ettiler sustuk, milletin ahlakını gasp ettiler sustuk, bir nesli helak ettiler sustuk, milletin iradesine kast ettiler yine sustuk.
sustuk, sustuk, sustuk.
Aslında biz susmadık önce kandırıldık sonra susturulduk. Medeniyet dediler dilimizi aldılar.
Medeniyet dediler ahlakımızı aldılar.
Medeniyet dediler dinimizi aldılar.
Medeniyet dediler ailemizi aldılar.
aldılar, aldılar, aldılar.
Yetmedi bizi bize düşman ettiler insanlarda ne edep kaldı ne de haya hani %99 dokuzu Müslüman ülkeyiz ya güya o da yalan Allah çoluğumuzu çocuğumuzu bizleri korusun Amin.
Müslümanın evlatları atayist deyiz ve benzeri daha neler oluyor neler işin en acı yanı da bizim Anadolu insanı buna ön ayak oluyor. Nasıl yani hadi oradan...
Anlıyorum sizi hepiniz masumsunuz hayır hepimiz katilimiz yeri geldi nefsimizin yeri geldi kendimizin yeri geldi ailemizin katili olduk en sonunda da ümmetin katili olduk bu utanç bize ebediyyen yeter.
Allah bunun hesabını bizden sorar fırsatını bulduğunda zam tufanı yapan sevgili pek muhterem muhteşemler zaman kötü değil mi peki zaman kimin için kötü kârından zarar eden esnaf amir memur vekil başkan işçi senin için mi?
Yoksa bugün Filistin’de açlıktan ölen aylarca öldürülen çocuklar için mi?
Peki zaman kimin için kötü ümmetin derdiyle dertlenmeyen insanlar için mi?
Müslümanlar sus pus olmuşken çığlık çığlığa haykırarak halini derdini Allah’a arz eden gözü yaşlı bir Ana için mi zaman kötü?
Kötü olan bir şey var aslında onun da sevicisi katili olduk. Ey nefsim, ey nefsim, ey nefsim nefsimizin kölesi olduk.
Adeta taptık doymak bilmeyen istek ve arzularına boyun eğdik bunun uğruna en güzel değerlerimizi en ahlaklı yaşam tarzımızı en masum muhabbetlerimizi ve en önemlisi de insan olmanın bilincini kaybedip şuurundan uzaklaşıp kendimizi dahi hor gördük kimse ne bir suçlu arasın ne de bir katil herkes kendini nefsinin katilidir.
İnsanlar her gün aynı şeyleri yaparak, farklı sonuçlar beklerler, buna delilik denir.
Aynı şeyler yapılarak farklı sonuçlar alınmaz.