“Yüce dağ başında bir kuş uçurdum
Ben meylimi bir güzele düşürdüm
Duydum nazlı yâri yad eller almış
Vallah dostlar ben aklımı şaşırdım.”
(Yüce dağ başında bir kuş uçurdum/Yıldızeli türküsü)
“Yüce dağ başında bir kuru dikme
Dikmenin dibine karanfil ekme
Kurban olam dilber hışmınan bakma
Hışmınan bakarsan ar gelir bana.”
(Karşıki tarlanın ekini seyrek/Kangal türküsü)
“Yüce dağ başında kar yiyeyim mi?
Yâr senin derdinden eriyeyim mi?
Aşkın zincirini taktın boynuma
Kıyamete kadar sürüyeyim mi?”
(Yandım Allah yatamıyorum/Divriği türküsü)
“Yüce dağ başının bir yanı yoldur
Doldur sunam doldur, suyunu doldur
Yolunun üstüne yatam uyuyam
Mevlâ’yı seversen, kız beni kaldır”
(Baydiğin başında duman ırımaz/Kangal türküsü)
“Şu dağların ne karanlık ardı var
Lâle sümbül boynun bükmüş derdi var
El âlemin vatanı var yurdu var
Benim yurtsuz kalışıma ne deyim”
(Dağlar seni delik delik delerim/Kangal türküsü) *(9)
“Yüce dağ başında uçan turnalar
Var mı sizin vatanınız eliniz?
Bir selam var göndereyim yârime
Bizim köye uğrar ise yolunuz” der bir Antep türküsündeki turna ile halleşen âşık.*(10)
Ayrılık ölümle eş tutulur. Diktiği fidanlar meyveye durduğu halde yurduna gelemeyip büyük şehirleri mesken tutanların hesabı, üstünden aşılan dağlardan sorulur.
Zaralı Halil Söyler, “Karlı dağlar karanlığın bastı mı, kahpe felek ayrılığın vakti mi?” der döneminin o ünlü plâğında. Gene Divrikli Nuri Üstünses, “Aşan bilir karlı dağın ardını” söyler geçit vermez dağların ardına gizlenen hasretliğin, gurbet acısının yakıcılığını dillendirirken.
Türkünün başkenti Sivas’tan olunur da diğer türkü sevenler dilinin ucuna gelenleri, ün vermez dağları anlatmaz mı hiç? “Aşam dedim, aşamadım dağları”, “Bu dağda maral gezer”, “Bu yıl dağların karı erimez”, “Dağlar ağardı kardan”, “Dağda ardıç kurusu”, “Duman olur dağlar başı”, “Şu karşıki karlı dağlar” bunların bir kaçıdır.
Şiirlerde Dağlar
Ozan olup da dağlardan dem vurmadan edilir mi? Hele de Sivaslıysan, hele de altı ay karla kaplı dağlarla çevrelenmişsen…
“Kösedağı, Tecer, Yama Dağı’nın
Kızılırmak, Kelkit, Çaltı Çayı’nın
Gül, menekşe kokan bahçe bağının,
Anlatmakla bitmez güzelliği var” (Sefil Kadimî)
“Beydağı, Karasırt, Kösedağı’nda
Kaymağında yoğurdunda yağında
Yaz bahar mevsimi, mayıs ayında
Edası, endamı, nazı bambaşka” (Mahmut Sağlam)
Duman almış, ovasını dağını
Kaplamış üstünü, karı Sivas’ın
Ayaz yakmış bahçesini bağını
Erişmemiş dalda, barı Sivas’ın (Zeynel Sarı)
Haziranda Mereküm’e çıkanlar
Yayla gelin olmuş gidiyor derler
Yıldız Dağı, çalımına bakanlar
Geline toy düğün ediyor beller (Yener Okatan)
Tecer’i, Yıldız’ı ve Kızıldağ’ı,
Bağrından çıkarmış Kızılırmağ’ı,
Yaylasından gelir balı kaymağı
Bir şifa kaynağı balı Sivas’ın (Murat Tanrıverdi)
Erir karlar, akar dağların seli,
Tecer’i, Yıldız’ı, ya Çamlıbel’i,
Ilgıt ılgıt eser seherde yeli
Ah canım Sivas’ın yazı ne güzel. (Süleyman Yücekaya)
Yıldız Dağı, başı duman görünür
Lale sümbül örtüsüne bürünür
Bölük bölük, ak koyunlar sürülür
Ağlayan gözümün selisin Sivas. (Mustafa Rahmi)
Gürleyik Dağı’nın başı kışın kar
Her an sular akar, dereler çağlar
Gözümde tütüyor o yüce dağlar
Yamandır Sivas’ın, kışı yamandır. (Hasan İris)
Mart dokuzda gelir, baharın ucu
Ilgıt ılgıt erir karı Sivas’ın
Dağ başları giyer alı yeşili
Methine lâyıktır, yeri Sivas’ın. (Gülhani)
Yıldız Dağı gibi kalkmaz dumanı
Kimsenin buna da olmaz fermanı
Kışından korkulur harman zamanı
Her zaman hazırdır, kışı Sivas’ın. (Bekir Yiğit)*(11)
Çoban oturmuş da kavalın yağlar
Kavalın ucuna menekşe bağlar
Kaldır dumanını dumanlı dağlar
Gün doğsun ki ben yârimi göreyim *(12)
Sivas Manilerinde Dağlar
Dağlar siz ne dağlarsız
Kardan kuşak bağlarsız
Yazın güneş vurunca
Şıpır şıpır ağlarsız
Dağa vardım toprağa
Başım değdi yaprağa
Çifte kuzum gelmezse
Koyman beni toprağa
Dağdan indim düze ben
Diken oldum göze ben
Dar yerin geniş olsun
Daha gelmem size ben
Dağlar ağardı kardan
Haber gelmiyor yardan
Kes zülfün mezat eyle
Kurtar beni bu dardan
Dağlar benim durağım
Ben yavruma ırağım
Elli mektup yollasa
Gene yanar yüreğim
Dağlarda kar kalmadı
Yürekte fer kalmadı
Daha da yazacaktım
Kâğıtta yer kalmadı *(13)
*1-Orda Bir Köy Var Uzakta, şiiri Ahmet Kutsi Tecer’e aittir. Kimine göre, Sivas Çelebiler Köyü için yazmıştır, kimine göre de babasının köyü olan Erzincan Kemaliye’ye bağlı Apçağa köyü için.
*2-3- Kutlu Özen, Sivas Yöresinde Geleneksel Bayramlar ve Toplu Törenler
*4-5- Müjgân Üçer. Atalar Sözü Yerde Kalmaz.
*6-V.Cem Aşkun, Sivas Folkloru I-II.
*7-Kültür Hazinesi. Koyulhisar’dan Derlemeler
*8-Süleyman Şenel, Safranbolu’dan Uluyayla’ya.
*9- Salahattin Bekki. Baş Yastıkta Göz Yolda
*10- Ahmet Özdemir, Folklor Penceresi.
*11-Doğan Kaya, Âşıkların Diliyle Sivas
*12- Kutlu Özen, Sivas Yöresinde…
*13- Müjgân Üçer-Fatma Pekşen-Murat Türkyılmaz. Mâni Benim Ezberim
Yardımcı kaynaklar
*Salahattin Bekki. Baş Yastıkta Göz Yolda/Sivas Türküleri. Kitabevi Yay. 2004-İstanbul
*Vehbi Cem Aşkun. Sivas Folkloru I-II. Sivas 1000 Temel Eser. 2006-Sivas
*Sadi Yaver Ataman, Safranbolu’dan Uluyayla’ya/Yaşayan Orman. Safranbolu Kaymakamlığı, Haz: Süleyman Şenel, 2008, İstanbul
*Ahmet Özdemir. Folklor Penceresi. Veli Yay. İstanbul
*Müjgân Üçer. Atalar Sözü Yerde Kalmaz. 1998, İstanbul
* Kültür Hazinesi. Koyulhisar’dan Derlemeler. 2008, Koyulhisar
*Murat Türkyılmaz. Suşehri Folkloru-1. Önder Matbaacılık, 2004, Ankara
*Kutlu Özen, Sivas Yöresinde Geleneksel Bayramlar ve Toplu Törenler. Sivas 1000 Temel Eser, 2010, Sivas
*Doğan Kaya, Âşıkların Diliyle Sivas. Sivas 1000 Temel Eser, 2006, Sivas
*Müjgân Üçer-Fatma Pekşen-Murat Türkyılmaz. Mâni Benim Ezberim/Sivas ve Çevresinden Mâniler Kitabevi Yayınları 2009-İstanbul